Karımı Balkonda Siktim! (Sedat 35 Y., İzmir)
Sinemada karımla ile yaşadığımız o ateşli gün aklımda silinmez bir iz bırakmıştı. O gün karımın vahşi, tutkulu tarafını görmüş, içindeki o bastırılmış arzuyu hissetmiştim. Ama eve döndüğümüzde beklediğim gibi seks hayatımızda ani bir devrim olmadı. Karımın bakışlarında bir değişim seziyordum; gözlerinde, o sinema salonundaki yaramaz parıltı ara sıra beliriyor, ama sonra kayboluyordu. Yine de sevişmelerimiz o günün ateşinden uzak, her zamanki gibi rutin bir hal almıştı. Haftada bir, belki iki kez, klasik misyoner pozisyonunda, heyecansız bir şekilde sevişiyor, işimiz bitince sırtımızı dönüp uyuyorduk.
Karım fantazi konuşmalarından halen kaçınıyordu; sinemada olanları hiç konuşmadık bile. Sanki o gün bir rüya gibiydi; sadece benim zihnimde capcanlı, ama karım için geçici bir an gibiydi. Yine de o gün gördüğüm karım içimdeki arzuyu değiştirmişti. Artık o sakin, çekingen karımın içinde yatan o vahşi kadını uyandırmak istiyordum. Karımı yeniden o ateşe sürüklemek benim için bir saplantı haline gelmişti.
Bir yaz akşamı, çocuklar uyuduktan sonra ev sessizliğe gömüldü. Annem memlekete dönmüştü; evde sadece karım, çocuklar ve ben vardık. Salonumuz yazın sıcak akşamlarında serin bir sığınak gibiydi. Perdeler hafif aralık, dışarıdan gelen sokak lambasının loş ışığı odayı yumuşak bir şekilde aydınlatıyordu. Karım koltuğun üzerine uzanmış, telefonunda bir şeyler izliyordu. Üzerinde ince askılı, siyah bir body ve diz üstü beyaz bir şort vardı. Bacak bacak üstüne atmış, rahat ama bir o kadar da doğal bir sexylikle oturuyordu. Body'sinin içinden kırmızı dantelli sutyeni hafifçe görünüyordu. Bu görüntü bana sinemadaki o anları hatırlattı ve içimde bir kıvılcım çaktı.
En son sevişmemizden bu yana birkaç gün geçmişti ve karım hiçbir istek belirtisi göstermese de, ben yeterince azmıştım. Karımın sakin, masum duruşu, içimdeki arzuyu daha da körüklüyordu. O an bir şey yapmam gerektiğine karar verdim. Bu sadece bir masaj olmayacaktı, karımı yeniden o ateşli hale getirmek için bir adımdı.
Yatak odasına gidip dolaptan bir şal ve eski bir kravat aldım. Kalbim hızlı hızlı atıyordu; bu riskli bir hamleydi, ama karımın sinemadaki o haline ulaşmak için her şeyi göze almıştım. Salona döndüğümde karım halen telefonuna dalmış halde bir videoyu izliyordu. Salonun ortasına, sırt kısmı alçak bir bar taburesi gibi olan sandalyeyi çektim ve yanına yaklaştım. Karım benim hareketlerimi fark etmemişti bile.
Telefonunu elinden nazikçe aldım ve "Hadi gel, sana bir masaj yapayım. Ne zamandır seni gevşetemedim!" dedim, sesimde hem sevecen hem de yaramaz bir ton vardı. Karım hafifçe kaşlarını çatarak, "Ya, ne gerek var, boş ver!" dedi, ama gözlerinde hafif bir merak parıltısı sezdim. Bu sefer kararlıydım, "Ya, gel hadi, ne olacak, iki dakika!" diyerek koltuk altlarından tutup karımı kaldırdım. Karım hafif itiraz ederek, "Yaa, masaj yağlarını istemiyorum, hoşuma gitmiyor!" diye şikayet etti. Karımı nazikçe ama kararlı bir şekilde sandalyeye sürüklerken, "Tamam, yağ kullanmam, sadece rahatla!" dedim. Sonunda karım, "İyi, tamam, ama yağ yok," diyerek ikna oldu ve sandalyeye oturdu.
Arkasına geçtim. İlk tepkisini düşünerek, şal ile gözlerini hemen bağlamamaya karar verdim, önce onu rahatlatmalı, sonra sürprizimi yapmalıydım. Ellerimi birbirine sürtüp ısıttım ve boynuna dokundum. Masaj konusunda profesyonel değildim, ama internetten izlediğim birkaç videodan temel hareketleri öğrenmiştim. Ellerimi boynunda ileri geri gezdirerek, fazla baskı uygulamadan, ensesine doğru nazikçe masaj yapmaya başladım.
Karımın teni ipeksi ve sıcaktı. Parmaklarım boynunda kayarken, karımın hafifçe gevşediğini hissettim. Ellerimi omuzlarına kaydırdım, masaj alanını genişlettim. Karım sessizce arkasına yaslanmış, ne rahatsız ne de hoşnut olduğunu belli eden bir tavırla oturuyordu. Omuzlarına masaj yaparken, bodysinin ince askıları ve altındaki kırmızı sutyenin kayışları omuzlarında hafifçe kaydı. Karımın omuzları ve boynu, tanıştığımızdan beri onun en hassas bölgeleriydi; bu noktalara dokunmanın onu tahrik ettiğini biliyordum. Parmaklarım omuzlarından boynuna çıkarken tüylerinin diken diken olduğunu gördüm. Bu onun da hissettiğini gösteriyordu.
Omuzlarına masaj yaparken, karım, "Sen masajda kendini geliştirmişsin. Ne zaman öğrendin bunları?" dedi, sesinde hafif bir şaşkınlık ve memnuniyet vardı. Arkasına daha çok yaslandı. Bu benim için beklediğim işaretti, "Hep biliyordum da, fırsat olmadı!" dedim gülümseyerek. Ellerim omuzlarından göğsüne doğru kaymaya başladı. Parmaklarım göğüslerinin üst çizgisinde bir yay çizerken, henüz tam temas etmeden geri dönüyordu. Bu karımı yavaşça tahrik etmek içindi.
Karımın nefes alışları hafifçe hızlanmıştı, ama halen sakin görünmeye çalışıyordu. Bir süre bu şekilde devam ettikten sonra, cesaretimi topladım ve "Bunu çıkarıyoruz!" diyerek arkadan sutyeninin kopçasını çözdüm. Bodysinin altından sutyeni çekip çıkardım. Karımın itiraz etmemesi, bu hareketimin hoşuna gittiğini gösteriyordu. Ellerim göğüslerinin üstünde gezinirken, göğüs uçlarının body'nin ince kumaşı altında dikleştiğini görebiliyordum.
Yavaşça ellerimi aşağı kaydırdım. Göğüs uçlarına dokunduğumda karımın başı geriye düştü ve ağzından hafif bir inleme çıktı. Sonra da, "Yaa, sen çok tehlikeli yerlerde geziyorsun!" dedi, gözlerini kapatarak. Sesinde hem sitem hem de zevk vardı. Ellerim ısınmış bir şekilde göğüs uçlarını sıkıp bırakırken karımın nefes alış verişleri hızlandı. Bir süre göğüs uçlarını okşadıktan sonra tüm göğüslerini avuçlayarak dairesel hareketlerle ovmaya başladım. Karım dişlerini sıkmaya başlamıştı, ama halen sandalyede sabit oturuyordu, kendini teslim etmemeye çalışıyor gibiydi.
Artık harekete geçmemin zamanıydı, "Bundan sonraki kısım için ellerini bağlamam gerekiyor!" dedim ve itiraz etmesine fırsat vermeden kravatı elime aldım. Karım, "Ne oluyor?" diye mırıldanırken ellerini arkaya getirip kravatla sıkıca bağladım. Sonra, "Gözlerini de bağlıyoruz, çünkü bundan sonrakiler sürpriz!" diyerek şal ile gözlerini kapattım. Karım şimdi sandalyede, elleri arkada bağlı, gözleri kapalı, savunmasız ama bir o kadar da çekici bir şekilde oturuyordu. Karım, "Yaa, ne yapacaksın, olmaz!" diye mırıldansa da, sesinde bir teslimiyet vardı.
Önüne geçtim, karnından başlayarak yanlarına, oradan kalçalarına doğru okşamaya başladım. Karım önce hafifçe karşı koydu, ama sonra hareketlerime karşılık vermeye başladı. Bacaklarını okşamaya başladım. Ayaklarından baldırlarına, oradan şortunun kenarına doğru ilerledim. Parmaklarım her yukarı çıkışta biraz daha amına yaklaşıyordu. Karımın nefes alışları hızlanıyor, hafif inlemeler çıkarmaya başlıyordu. Amına doğru ilerledikçe onun da kendini bıraktığını hissediyordum.
Parmaklarım şortunun kenarından am dudaklarına ulaştığında, karımdan bir, "Ihhh" sesi yükseldi. Bu onaylayan bir inlemeydi. Parmaklarım her yukarı çıkışta amına daha çok yaklaşıyor, ama henüz tam temas etmeden geri dönüyordu. Bu onu çıldırtmak içindi. Sonunda sadece baldırlarından amına doğru masaj yapmaya başladım. Karımın amı şortunun altında sırılsıklam olmuştu, parmaklarımın ucunda ıslaklığını hissedebiliyordum.
Karım, elleri bağlı olduğu için sandalyenin arkasını tutuyor, kalçalarını oynatarak kendini germeye çalışıyordu. Hızlı bir hareketle şortunu çıkardım. Yeşil dantelli külotu amının ıslaklığıyla transparanlaşmıştı. Külotunu da bir hamlede sıyırdım. Karşımdaki manzara nefesimi kesti. Karım sandalyede, elleri bağlı, gözleri bağlı, kalçaları yılan gibi kıvrılıyor, adeta (Sik beni!) diyordu.
Kendimi tutarak eğildim ve bacaklarını yalamaya başladım. Dilim ayak bileklerinden baldırlarına, oradan kasıklarına doğru yavaşça ilerledi. Amına ulaşmadan kasıklarında oyalanıyordum. Tenini hafifçe ısırıyor, ellerimle de göğüs uçlarını sıkıyordum. Karımın nefes alışları dilim am dudaklarına ulaştığında inlemeye dönüştü. "Aşkım, çok güzel yalıyorsun... Oh, çok iyisin... Ahh, yala beni, aşkım..." diye inliyordu.
Dilim amının dudaklarında gezinirken, klitorisine baskı yapmaya başladım. Karım zevkten kendinden geçmiş bir halde kalçalarını daireler çizerek hareket ettiriyordu. Orta ve işaret parmağımı sırılsıklam olmuş amına soktum; karım hafifçe zıpladı. Göğüs uçlarını okşarken, parmaklarım amında ritmik bir şekilde girip çıkıyordu; dilim ise klitorisinde geziniyor, ara sıra hafifçe ısırıyordum. Karım zevkten titriyor, kalçaları parmaklarımın ritmine uyum sağlıyor, amının her köşesine değmesini sağlıyordu.
İnlemeleri hızlandıkça parmaklarım da hızlandı. Göğsünü sıkan elimi ağzına götürdüm. Karım parmaklarımı deli gibi yalamaya başladı, sanki aç bir hayvan gibiydi. Buna daha fazla dayanamadım. Ayağa kalktım, donumu indirip sikimi çıkardım ve bir anda karımın amına soktum. Karım, bu ani hamleyle ince bir çığlık attı. Hiç yavaşlamadan, sikimi sıcak, ıslak amında hızlıca sokup çıkarmaya başladım. Karımın inlemeleri artarken tüm gücümle sikimi köküne kadar sokuyordum. Boynundan tutarak düşmesini engellerken, dudaklarını ısırıyordum. Karım ise şehvetle dudaklarıma yapışıyor, dilimi emiyordu.
Kalçalarını iki elimle yakalayarak sandalyeden hafif kaldırdım. Bu, amına daha rahat girip çıkmamı sağladı. Karım bacaklarını belime doladı. Altımda zevkten inliyordu. Sikim amına her girişte karımın kalçalarını kendime çekiyordum. Köküne kadar soktuktan sonra amının içinde kalçalarını oynatarak gezdiriyordum. çıkarıp tekrar hızlıca sokarken ıslak bedenlerimizin birbirine çarpmasıyla çıkan şaplak sesleri odada yankılanıyordu.
Karım dudaklarını yalayarak, "Aşkım, hem sik hem öp beni!" dedi. Bir elimle kafasını kendime çektim, dudaklarına yapıştım. Dilim ağzının içinde gezinirken, kalçamın hızlı hareketleriyle amında gidip geliyordum. öpüşmemiz ve sikişmemiz yavaşlayıp hızlandıkça karım kendini tamamen bıraktı. Kucağımda yağ gibi kayıyor, her hareketimde inliyordu. Amına giriş çıkışlarım hızlandıkça karımın inlemeleri de hızlandı...
Kafasını bana dayadı, tüm vücudu önce hafif, sonra sert bir şekilde kasılıp titreyerek orgazm oldu. Sonra da, "İçimde kal!" diye fısıldadı, sesi zevkten boğuktu. Sikimin tamamı içindeyken amının kasılmalarının keyfini çıkardım. Karımın o kadar erken orgazm olduğunu ilk defa görmüştüm. Genelde sikişmelerimizde ilk ben boşalırdım, karım ise ikinci postada ya da daha sonra, uzun bir ön sevişmenin ardından orgazma ulaşırdı. Ama bu kez, masajın onu bu kadar hızlı ve yoğun bir şekilde tahrik ettiği açıktı.
Amının içindeki kasılmalar, sikimin etrafında ritmik bir şekilde devam ederken, karım gözleri bağlı olduğu halde bulabildiği her yerimi öpmeye çalışıyordu. Onun bu şehvetli hali beni çıldırıyordu, sanki sinemadaki o vahşi karım geri dönmüştü.
Boynunu hafifçe tutup kendime çektim, dudaklarımız birleşti. Öpüşümüz ateşli ve derindi. Dillerimiz birbirine dolanmış, tükürüklerimiz birbirine karışırken, sanki birbirimizi yutmak istiyorduk. Karımın dudakları ıslak ve sıcak, benimkileri adeta esir almıştı. Birkaç dakika boyunca sadece bu öpüşmenin büyüsüne kapıldık.
Sonra, ağzım tükürüğüne bulanmış halde dudaklarımı boynuna kaydırdım. Onun hassas noktalarını biliyordum. Boynunun yan tarafını, kulak memesini hafifçe ısırdım, usulca yaladım. Karımın nefesi kesildi, hafif bir inleme çıkardı. Dimdik olan sikimi amının sıcak, ıslak derinliklerinden yavaşça çektim. çıkarken karımın kasılmaları halen devam ediyordu. Bu, onun zevkinin ne kadar yoğun olduğunu gösteriyordu.
Karım, ellerini bağlayan kravatı kolayca çözdü, aslında o kadar sıkı bağlamamıştım, istese her zaman çözebilirdi. Gözlerini bağlamış olduğum şalı indirdi ve gözleri loş ışıkta parlayarak sikime kilitlendi. "Aşkım, sen halen gelmedin mi? Bu halen dimdik!" dedi, sesinde hem şaşkınlık hem de yaramaz bir arzu vardı. Hiç beklemeden eğildi ve sikimi ağzına aldı.
Karımın bu ani, şehvetli hareketi beni bir kez daha şaşırttı. Yeni orgazm olmasına rağmen sikimi yalamaya başlarken çıkardığı küçük inlemeler, bu kez benim zevkten inleme sıram olduğunu söylüyordu. Karım sikimi ağzına alıp içinde yuvarlıyor, sonra çıkarıp bir süre bakıyordu. Sanki sikimi inceliyor, her santimini keşfetmek istiyordu. Tekrar ağzına aldığında, diliyle başını yalıyor, yavaşça aşağı kayıyor, sonra tamamını ağzına alarak emmeye başlıyordu. Ellerinin biri sırtımı okşuyor, parmakları yılan gibi tenimde kayarken, diğer eli taşaklarımı avuçluyor, hafifçe sıkıyordu.
Bu hareketler öyle ustaca ve şehvetliydi ki, kendimi tamamen ona teslim etmiştim. Karımın dudakları sikimin her noktasında gezinirken zevkten başım dönüyordu. Onun bu kadar iştahla, bu kadar tutkuyla yalaması, sinemadaki o anları yeniden canlandırıyordu. Tam bu sırada, kanepenin üzerinden telefonunun çalma sesi geldi...
Karım bir an için duraksadı, başını çevirdi. Tereddüt ettikten sonra ekrana baktı ve kardeşinin aradığını gördü. "Aşkım, buna bakmam lazım. Önemli bir şey olabilir!" dedi, sesinde hafif bir isteksizlik vardı. Sikimi yalamaktan ıslanmış ağzını eliyle silerek telefona yöneldi. Ben ise hafif şaşkın, "Tam zamanı!" dedim, ama içimden kız kardeşine söyleniyordum. Karım (Ne yapayım?) dercesine ellerini kaldırdı ve kanepenin yanına geçti. Telefonu alıp açtı, halen yaşadığı sevişmenin etkisiyle hafif sendeleyerek sandalyeye geri oturdu.
Üstünü giymemişti. Sadece ince siyah body'si vardı üzerinde, altı çıplak bir halde, bacak bacak üstüne atmış oturuyordu. Bu görüntü salonun loş ışığında büyüleyiciydi. Kırmızı sutyeni ve şortu yerde, şal ve kravat sandalyenin yanına düşmüştü.
Karım kardeşinin sesini dinlerken, ara sıra bana bakıyor, ne yapabileceğini bilemez bir şekilde elini sallıyordu. Mutfağa gidip kendime ve karıma birer Cin-Tonik hazırladım. Buz gibi içki yaz akşamının sıcaklığına serin bir dokunuş katacaktı.
Salona döndüğümde karım halen sandalyede, bacak bacak üstüne atmış, kardeşinin anlattığı bir hikayeyi dinliyordu. Anladığım kadarıyla kardeşi o gün başından geçen komik ya da ilginç bir olayı anlatıyordu. Karım bana bakarak omuzlarını silkti, (Ne yapayım?) dercesine gülümsedi.
İçkisini eline verdim. Karım bir yudum alırken, ben karşısında durup onu izlemeye başladım. Karımın bu hali (bir elinde içki, diğerinde telefon, altı çıplak, bacak bacak üstüne atmış, body'sinin altında göğüs uçları belirgin) inanılmaz derecede sexydi. Loş ışık onun pürüzsüz tenini altın gibi parlatıyordu.
İçkimden büyük bir yudum aldım ve yanına yaklaştım. Karımın bacaklarını yavaşça ayırdım, sikimi amına dayadım. Karım bana, "Ne..." diyecek oldu, ama sözünü tamamlayamadan sikimi yavaşça içine soktum ve orada öylece kaldım. Gözleri fal taşı gibi açıldı, sadece, "Ihhh" diyerek kardeşini dinlemeye devam etti. Ama o ses zevkten gelen bir inlemeydi. Artık beni kimse durduramazdı.
Karımın amı halen sırılsıklam ve sıcaktı. Sikim içinde kayarken her santimiyle zevk alıyordum. Kardeşinin sesi telefondan gelirken, ben kalçamın hafif hareketleriyle karımın amına yavaş yavaş girip çıkmaya başladım. Karım sadece, "şunu elimden al..." diyebildi, sesi titriyordu. Hızlıca içki bardağını elinden aldım, yere koydum ve ritmimi sabitleştirdim. Sikim amının duvarlarına yaslanırken, bir göğsünü okşuyor, diğer elimle kalçasını sıkıca avuçluyordum.
Bu hareketlerim karımı çıldırtmış gibi tahrik etmişti. Ağzından ara sıra kaçan inlemeler, "Ohh, aşkım..." ya da "Hadi, hadi..." gibi fısıltılar, kardeşinin duymaması için elini ağzına götürmesine neden oluyordu. Bir elinde telefonu tutuyor, kardeşini dinlemeye çalışırken, sikimin her girişinde inlemelerini bastırmaya çalışıyordu. Vücutlarımızın bazen sert, bazen yumuşak bir şekilde birbirine çarpmasıyla çıkan sesler salonun sessizliğinde yankılanıyordu. Ama bu ikimizin de umurunda değildi.
Karımın amının ıslaklığı sikimden taşarken hızlanmaya başladım. Artık duracak durumda değildim. Karım ağzını kapatmaktan vazgeçti, elini kalçama attı, hızlı gidip gelmem için beni yönlendiriyordu. Telefonu tutan diğer eli istemsizce titriyor, telefon neredeyse düşecek gibi oluyordu. Kardeşi halen bir şey anlatmaya devam ediyordu, muhtemelen durumun farkında değildi.
Sikim karımın amına her girişinde daha derine iniyor, her çıkışında ıslaklığı bacaklarıma damlıyordu. Karımın göğüslerini okşarken, kalçasını da sıkıca tutup ritmimi hızlandırıyordum. Karımın inlemeleri artık kontrol edilemez hale gelmişti. Vücutlarımız birbirine çarparken çıkan şaplak sesleri odada yankılanıyordu. Ben hızlandıkça karım da kendini tamamen bıraktı. Telefonu kulağından uzaklaştırmıştı. Kardeşinin, "Abla, abla, ne oluyor orada?" dediğini duydum. Karım hızlı hızlı nefes alıp verirken, "Canım, ben seni arayacağım..." diyerek telefonu kapattı ve bana sarıldı.
Ben fazla dayanamayıp sarsılarak içine boşaldım. Karım aynı anda inlemeye başladı, vücudu bir kez daha titreyerek orgazm oldu. İkimiz de nefes nefese, birbirimize sarılmış halde kaldık.
Kasılmalarım ve ufak gidip gelmelerim bittikten sonra, karım kafamı nazikçe kaldırdı ve dudaklarıma yapıştı. Öpüşü öyle şehvetli, öyle tutkuluydu ki, sanki tüm arzusu dudaklarında toplanmıştı. Kollarını boynuma doladı, beni kendine çekerken, dili ağzımın her köşesini keşfediyor, dudaklarımı ısırıyor, sonra tekrar derinlemesine öpmeye devam ediyordu. Tükürüklerimiz karışıyor, dudaklarımız birbirine kenetlenmiş halde, zamanın durduğunu hissettik. Öpüşümüz, adeta bir dans gibiydi; her hareketi, her teması, içimizdeki ateşi daha da körüklüyordu. Birkaç dakika boyunca sadece bu öpüşmenin büyüsüne kapıldık; salonun loş ışığı, yaz akşamının sıcak havası, her şey bu anı daha da yoğunlaştırıyordu.
Sonra yavaşça doğruldum. Islanmış sikimi karımın sıcak, sırılsıklam amından çıkardım ve "Aşkım, çok güzelsin ve çok iyi sevişiyorsun!" dedim, sesimde hem hayranlık hem de bitmeyen bir arzu vardı. Sonra karımı sandalyeden nazikçe kaldırdım ve "Yalnız, kardeşine ayıp oldu sanki, anlamamasına imkan yok!" dedim, hafif gülerek. Karım hiç beklemediğim bir şekilde, umursamaz bir tavırla, "Aman, o daha beter, merak etme!" dedi ve yatak odasına doğru kıvırtarak yürümeye başladı. Karımın o anki rahatlığı, sinemadaki o cesur, vahşi karımı hatırlattı. Aniden durdu, dönüp bana baktı ve "Madem içkimiz de var, hadi balkonda film izleyelim. Sen tableti al, kur, ben geliyorum!" dedi.
şaşkınlığımı gizleyerek, "Tamam," dedim ve tuvalete gidip sikimi yıkadım. Mutfağa uğrayıp içkileri tazeledikten sonra balkona geçtim. Evimizin ikinci kattaki balkonu dikdörtgen şeklinde, bel hizasında renkli cam çerçevelerle çevriliydi. Yaklaşık 10 metrekarelik ferah bir alandı. Ara yola baktığından önünden çok kişi geçmez, fazla ses olmazdı. Karım gündüzleri güneş almasın diye cam çerçevenin üstüne güneşlik yaptırmıştı. Ancak güneşlik tam kapatıldığında, camın yere kadar olan kısmının sadece yarısı kapanıyor, diğer yarısı açık kalıyordu. Bu, aşağıdan bakıldığında balkonun içinin görünebileceği anlamına geliyordu. Bu detayı, güneşliği yaptırdıktan sonra fark etmiştik ve sık sık, "şuna 3-5 lira daha verseydik de gözükmeseydik!" diye şaka yapardık. Ama yoldan geçen pek olmadığı için çok da umursamazdık. Sadece karşıdaki evden, belli bir açıdan bakıldığında içerisi net bir şekilde görünüyordu; bu da pek dikkatimizi çekmezdi.
Balkonda fazla eşya yoktu, iki sandalye ve küçük bir masa bize yetiyordu. Loş sokak lambalarının ışığı balkona hafif bir gizem katıyor, yaz akşamının sıcak havasıyla birleştiğinde, ortam hem rahatlatıcı hem de hafif riskli bir cazibe kazanıyordu.
Tableti masaya yerleştirdim, izlemeye devam ettiğimiz diziyi açtım ve içkimi yudumlarken karımı beklemeye başladım. Kısa bir süre sonra karım balkona geldi. Üzerinde yeni aldığı mini beyaz bir gecelik vardı; diz altına kadar inen bu gecelik onun tüm hatlarını ortaya çıkarıyordu. İnce kumaş vücuduna öyle bir oturmuştu ki, sutyen giymediği, göğüs uçlarının dışarı fırlamasından belliydi. Vücut hatlarından anladığım kadarıyla külot da giymemişti.
Kırıtarak yanıma geldi, dudağıma ateşli bir öpücük kondurdu ve içkisini alıp yudumlarken sandalyeye oturdu. Arkasına yaslandı, bacak bacak üstüne attı ve "Hadi başlat, aşkım, izleyelim, ama güneşlikleri kapat, herkes görmesin!" dedi. şaşkınlığımı gizleyerek kalktım ve güneşliklerin bir kısmını kapattım. Diğer yarısını kapatacakken, "Onlar kalsın, kapatma!" dedi. "Niye?" diye soracak oldum, ama aklıma zaten alttan göründüğümüz geldi ve "İyi, kapatsak da zaten alttan gözüküyor!" dedim gülerek ve yerime oturdum. Karımın bu rahat, ama bir o kadar da yaramaz tavrı içimde bir kıpırtı uyandırıyordu.
Diziyi izlerken gözüm sürekli karıma kayıyordu. Bu hallerinde bir gariplik vardı, çok sexy, çok kışkırtıcıydı. Sandalyede tehlikeli bir şekilde bacaklarını sallıyor, içkisini yudumlarken ara sıra bana bakıyordu. Yolda kimse yoktu, ama biri geçse ve kafasını kaldırsa, ikinci kattaki balkonumuzu rahatlıkla görebilirdi. Bu risk karımın umurunda değil gibiydi. Sanki bu tehlikeli oyun onu daha da tahrik ediyordu.
İçimdeki arzu yeniden alevlenmişti. Sandalyemi ona yanaştırdım ve dudağına bir öpücük kondurdum. Karım aynı ateşle karşılık verdi. Bu beni cesaretlendirdi. Birkaç küçük öpücükten sonra dudaklarına yapıştım, hafif ısırıklarla dilini öpmeye, boynunu yalamaya başladım. Ellerim geceliğinin altından bacaklarına kaydı, pürüzsüz teninde gezinirken kalçalarına ulaştım ve doğru tahmin ettiğimi fark ettim: külot giymemişti. Karım bacaklarını hafifçe araladı, adeta (Amımı okşa!) der gibiydi.
Sandalyesini kendime çektim. Etrafı kolaçan ettim, kimse yoktu. Sağ elim şimdiden sırılsıklam olmuş amına ulaştı. Parmaklarım am dudaklarında gezinirken, karım beni daha ateşli öpmeye başladı. Dudaklarımın yanı sıra boynumu, çenemi, bulabildiği her yeri öpüyordu. Elim klitorisine kaydığında derin bir nefes aldı, dudaklarını ısırdı ve elini şortumun üzerinden sikime attı. Sikimi sıkıca kavradı ve okşamaya başladı. Bu hareketi beni çıldırttı.
Karım birden, "Off, çok sıcak oldu!" dedi, elinde içkisiyle ayağa kalktı ve balkonun cam çerçevesine yaslandı. Kalçasını dışarı çıkarmış, geceliğini hafifçe sallayarak içkisini yudumluyordu. Dönüp bana baktığında gözlerinde şeytani bir parıltı vardı. Kalktım, yanına gittim ve cama yaslandım. Ne yapmaya çalıştığından tam emin değildim, ama bu oyunun bir parçası olduğumu hissediyordum.
Elimi geceliğinin altından soktum. Etrafı kolaçan ederek önce kalçalarına, sonra amına ulaştım. Karım bir bana, bir etrafa bakıyor, dudaklarını yalayarak (Devam et!) der gibi işaret veriyordu. Parmaklarım am dudaklarının etrafında gezinirken başparmağımı yavaşça ıslak amına soktum. Karım ayaklarının ucuna yükseldi, başını eğdi ve "Ohh, çok güzel!" diye inledi. Parmağımı yavaşça sokup çıkarmaya başladığımda karım zevkten kalçasını oynatıyordu.
Balkonda karımın amını parmaklarken etrafı izliyordum. Uzaktan bakıldığında yan yana duran bir çift gibi gözüksek de, dikkatli bir göz kesinlikle ne yaptığımızı anlardı. Karım bu riskten zevk alıyordu ve gözlerindeki o yaramaz parıltı bana sinemadaki halini hatırlatıyordu. Başparmağımın yerini orta ve işaret parmağım alınca karım hafif bir çığlık attı. Parmaklarım amına girip çıkarken karım kalçasını aşağı yukarı oynatarak parmaklarımın daha derine ulaşmasını sağlıyordu. Zevkten inlemeleri ise yaz akşamının sessizliğinde yankılanıyordu. Karım da dayanamayıp elini şortumun içine uzattı, sikimin kafasını okşadı.
Ara sıra parmaklarımı klitorisine kaydırıyor, sonra tekrar amına sokuyordum. Bu şekilde karımı parmaklamam sokaktan birinin geçmesine kadar devam etti. Kendimizi öyle kaptırmıştık ki, bir adam durup bize bakana kadar fark etmedik. Ben dona kaldım, ama karımın kalçası hafifçe hareket etmeye devam etti. Adam utanarak önüne bakıp hızlıca yürüdü. Karımın bu rahatlığı beni hem şaşırttı hem de daha çok tahrik etti. Yine de, "Hadi, oturalım!" dedim, parmağımı ıslak amından çıkararak sandalyeme geçtim ve içkimi fondip yaptım.
Karım bana bakarak yavaşça sandalyemin karşısına geçti, şeytani bir gülümsemeyle gözlerimin içine baktı. Sırtını dönüp geceliğini beline kadar kaldırdı ve yavaşça kucağıma yanaştı. Bir eliyle geceliğini tutarken, diğer eliyle şortumun içinden sikimi çıkardı. şaşkın bakışlarım eşliğinde sikimi kavrayarak daha da yanaştı. Geceliğinin önü ne yaptığımızı gizliyordu, ama arkadan görüntüsü muhteşem bir manzaraydı. Karım kalçasını ileri geri yaparak amını sikime sürttü, sonra tek hamlede içine aldı ve kucağıma oturdu. Ağzından çıkan zevk inlemesi benim de karımı sıkıca kavramama neden oldu.
Önce yavaşça, yukarı aşağı hareketlerle sikimin üzerinde zıplamaya başladı. "Ohh, aşkım, çok güzel... Sikin çok sıcak!" diye inledi ve "Ohh, sik beni, aşkım!" diyerek beni çıldırttı. Sandalyeme yaslanmış, bu mükemmel manzarayı izlerken, karım temposunu buldu. "Ihh, ıhh, ohh, çok güzel!" diye inleyerek, sikimi amının her kıvrımında hissederek üzerimde zıplıyordu. Ellerim açık duran göt yanaklarını okşuyor, sıkıyor, bırakıyordu. Her hamlesi sikimi daha derine çekiyor, amının ıslaklığı bacaklarıma yayılıyordu.
Karımın saçlarını yakalayarak kendime çektim, başını geri yatırdım ve göğüslerini sıkmaya başladım. Karım da kendini geri atıp bana yaslanınca, diğer elimi amına indirdim ve klitorisini sertçe okşamaya başladım. Kafasını çevirip dudaklarıma yapıştı. Karım dudaklarımı ısırarak öperken benim de ellerim uyum içinde amını ve göğsünü okşuyordu.
İnlemeler içinde sikişmemiz devam ederken, yorulmuş karıma yardım etmek için belinden tutup götünü hafifçe kaldırdım ve öne eğilmesini sağladım. Artık kontrol bendeydi. Ellerimle belinden tutmuş halde karımı yukarı aşağı hareket ettirirken sikimi amına sokup çıkarıyordum. Ara sıra hızlanıp karımın nefes nefese kalmasını sağlıyor, sonra yavaşlayarak inlemelerini dinliyordum. Karımın artık başkalarına gözükmek ya da yakalanmak umurunda değildi, yaşadığı şehvet inanılmaz bir seviyedeydi.
Sikimin üstünde zıplarken birden durup kasılmaya başladı. Orgazm olan karım, "Aşkım, çok güzel!" diyerek kasılmaları devam ederken ben de inleyerek içine boşaldım. Karımı sıkıca sardım, sıcak amının atışlarını hissederken kalp atışlarını dinledim. Döllerim amından süzülüp bacaklarına akarken dönüp dudaklarımdan öptü. Zorlukla ayağa kalkan karım balkondan salona geçerken, arkasından sadece bakakaldım. Karım beni yine şaşırtmayı başarmıştı. Karımın ne kadar azgın ve şehvetli olduğunu yeni yeni anlamaya başlıyordum...
(Sedat)
Karımı Sinemada Siktim! (1)
Karımı Balkonda Siktim! (2)
✔
Karımı Barın Deposunda Siktim! (3)
Karımı Misafirin Yanında Siktim! (4)
Karımın Sikilişine Engel Olmadım! (5)
Karımı Uçakta Siktim! (6)
Karım Paris'te Kabuklu Yedi! (7)
18+ YASAL UYARI:
Fantastik Seks Hikayeleri sitesi 18 yaşından büyükler için Seks Hikayeleri içermektedir.
18 yaşından küçük iseniz veya bulunduğunuz ülkede Fantastik Seks Hikayesi okumak
kanunen yasak ise, bu siteyi derhal terkediniz!
ÇEREZ (COOKIE) POLİTİKASI:
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır.
Bu siteye giriş yaparak çerez kullanımını kabul etmiş sayılıyorsunuz. Daha fazla bilgi.
Powered by w3.css
Copyright ©
All rights Reserved. The Netherlands. Contact E-Mail: