Babysitterlikten Orospuluğa! (3) (Yasemin 25 Y., İstanbul)
Artık sikişmek benim için nefes almak gibi bir şey
olmuştu. Tabii ki rutine bindikçe ben de kendimde
değişiklikler yapıyor, tarzımı falan
değiştiriyordum. Saç rengimi yine değiştirmiş platin
gri yapmıştım. Bu sefer acayip bir hava katmıştı
bana. Bembeyaz tenim ve minyon suratımla adeta Anime kızlarına
dönmüştüm. Tabii bununla da kalmayıp, göğüs ucu piercingi
yaptırmış, her ergenin hayalindeki sikmek istediği
kaşar genç kızlara dönmüştüm.
Tarz değişikliğinden sonra bir süre yoğunluk falan
derken bir haftadır ne Yunus beylerin, ne de Şerafettin amcanın
altına yatar olmuştum. Tabii bu kadar süre
azgınlığım da birikmişti ki, sonunda Yunus, Orhan ve
Alperen beyler de müsait olmuş ve güzel bir grup yapacaktık.
Akşam üzeri evimde toplandık, yeni tarzımı görür görmez,
"Daha ne kadar güzelleşeceksin? Off be şu orospuya bak!"
diye iltifatlar etmeye başlamışlardı.
Öyle hemen sevişmeye geçmedik. Bir süre oturup lafladık.
Biraz da bir şeyler yudumlayıp yumuşamaya
başlamıştık ki, ben göğüs piercinglerimi göstermek
için, "Bakın size ne sürprizim var!" diye göğüslerimi
açınca, Orhan bey ilk adımı atarak göğüslerimi yalamaya
başlamıştı. Aşırı uyarılıyordum ve
fena azmış haldeydim. Alperen bey de boş durmayıp sikini
kaldırmış ve ağzıma dayamıştı.
İştahla sakso çekmeye başladım. Kazık gibi
olmuştu ağzımda siki. Bir süre ona sakso çektikten sonra
diğer ikisinin de sikine güzel bir sakso çekerek kıvama
getirmiştim. Bu sırada beni tamamen soymuşlar, ben sakso
çekerken onlar da boş durmuyor her yerimi yalıyorlardı...
Sonunda yatak odama geçtik ve biraz alanımız genişledi.
Daha iyi sevişebilmek için geçtiğimiz günlerde üçü birlikte bana
büyük bir yatak almışlardı. Alperen bey yatağa sırt
üstü uzanır uzanmaz kazık gibi kalkmış siki öyle lezzetli
durdu ki, hiç bekleyemeden kucağına çıktığım gibi
ıslanmış bembeyaz amıma yerleştirip tamamını
içine aldım. Bir haftadır kudurduğum için sikinde twerk yapa
yapa sikişiyordum ki, azgın Orhan bey daha fazla dayanamadı ve
arkama gelip götüme sikini dayadı.
Her ne kadar anal yapmaya alışmış olsam da bir
haftadır sikişmediğim için almakta ilk başta zorlanıyordum.
Sikini bastırdı ancak çok yüklenmedi, ben de azgınlıkla bir
an önce girsin diye götümü sikine bastırıyordum delice. Orhan bey,
"Yavaş lan orospu, sikimi kıracaksın!" deyip götüme bir
tokat yapıştırdı. Öyle sertti ki attığı
tokat, şap diye duvarlar inledi. Bana karşı sert olmaları
hoşuma gidiyordu, vurduğu anda zevke gelip inledim ve götümü tekrar
bastırdım. Orhan bey bir anda sikini çekmiş, "Bak sen
şu kaşara!" diye kudurmuş gibi götümü
şaplaklıyordu var gücüyle.
Artık götüm sızlamaya başlamıştı, ben de
zevkten dudağımı ısıra ısıra bir hal
olmuştum ki, Yunus bey müdahale edip, "Orhan, yavaş
kızın götünü kızarttın hayvan!" diyerek durdurdu.
Götüm gerçekten fena olmuştu ve öyle bir yanıyordu ki anlatamam.
Götüme tokat atmayı bırakıp bir hışımla götüme
girip git gel yapmaya başladı. Alperen bey de alttan amıma
girmişti. İki deliğim de dolmuş, aralarında tost
olmuştum...
Yarım saatlik tost sikişten sonra Alperen bey daha fazla
dayanamadı ve alttan hızlı hızlı git gel yapıp
boşaldı. Yunus bey kenarda sikilmemi izleyip keyfine bakıyordu.
Alperen bey altımdn çekilince Orhan beye kalmıştım tamamen.
Orhan bey götümden çıkıp zank diye amıma girdiği gibi
darbeli matkap gibi sikmeye başlamıştı. Kasıkları
göt yanaklarıma öyle sert vuruyordu ki, omurgam yerinden oynuyordu sanki.
Sertliğe dayanamayıp artık kendimi salmıştım.
Yatağa yapışmış haldeydim. Orhan bey beni uzunca bir
süre böyle sikmeye devam etti. Artık belime bastıra bastıra
sikiyordu ki, birden sikini çıkardığı gibi, "Dön
orospu, aç ağzını!" dedi. Dediğini yapınca da
ağzıma sokup oluk oluk boşaldı.
Sırt üstü yatıp tavanı izleyip bir süre soluklandım
ki, Yunus bey gelip sikini amımda gezdirmeye
başlamıştı. Misyoner pozisyona amıma yerleşip
sikmeye başladı. Ben de bacaklarımı beline
dolamış, altında kıvranıyordum. Sikerken de boynumu,
omuzlarımı, memelerimi yalıyordu. Bir süre deli dolu
sikiştikten sonra o da amıma boşalıp üzerimden
kalktı...
Nerdeyse bir saattir sikişiyorduk, artık dermanım
kalmamıştı. Ayağa kalkıp aynaya
baktığımda kıpkırmızı götümü gördüm.
Kızarıklık hala geçmemişti. Orhan beye gülerek,
"Mahvettin götümü hayvan!" deyip güldüm. O akşam daha fazla
sikişmedik ve evlerine gittiler. Ben de bir güzel duşun ardından
yatıp dinlendim.
Ertesi akşam eve döndüğümde, yine kapıda bir sürü kargo
poşeti vardı. Poşetleri içeri alıp bieaz dinlendikten sonra
açmaya başladım. Yeni sipariş ettiğim fantazi
kıyafetler falan gelmişti. Hemen birer birer açıp denemeye
başlamıştım. İçlerinden birisini çok
beğenmiştim. Adeta bir çizgi film karakteri gibi olmuştum.
Bacaklarımda, göbeğime kadar gelen syzy bir file çorap. Altımda
götümü kapatmayan fantazi bir etek. Üzerimde de memelerimi gösteren ince bir
beyaz gömlek. Yani baya Cosplay gibi bir şey olmuştu ki, o haldeyken
kapı çaldı.
Yunus beydir herhalde deyip kapıyı aralık açar açmaz
gelenin Şerafettin amca olduğunu gördüm. Hemen içeri daldı
zaten. Beni bu halde görür görmez, "Bu ne hal yahu, tövbe tövbe!"
deyip şaşırdı. Ben de güldüm ve "Ne oldu,
beğenmedin mi?" dedim. "Beğendim de, bu nedir ya,
dışarda giymeyeceksin herhalde bunu, değil mi?" dedi.
"E herhalde, saçmalama, fantazi kıyafeti bu!" deyip güldüm.
"Fantazi falan nerden bileyim ben yahu!" deyip içeri yöneldi.
"Sen geç otur da bir kahve yapayım Şerafettin amca!" deyip
güzel bir kahve yaptım.
İçeri gidip yanına oturdum, üzerimde halen bu kıyafetler
vardı. Şerafettin amca kahvesini yudumlarken, ben de bir yandan cilve
yapıyordum, herhalde evin tapusunu üzerime yapma konusunu konuşmak
için geldi diye tahmin ediyordum. Elimi önüne attım ve "Bu yaramaz
beni mi özledi ha?" diye oynaşıyordum ki, siki çoktan kalkmıştı.
Halen kanepede otururken ve kahvesini yudumlarken ben sikini
çıkarmış yalamaya başlamıştım. Ara sıra
ağzımdan çıkarıp, "Ohhh, özlemişim be
sikini!" diye cilveleşiyor, iyice azdırıyordum.
Kahvesi bitince elimden tuttuğu gibi yatak odama götürdü. Hemen
üstümdeki gömleği çıkarıp memelerimi serbest bıraktım.
Göğüs piercinglerimi görünce tekrar bir şok oldu. "Tövbe tövbe! Bunlar
ne yahu, acımıyor mu? Ne icatlar çıkarıyorsun!" diye
şaşırdı. Ben de gülerek yatağa geçtim,
bacaklarımı ayırıp, "Gel bakalım azgın
erkeğim!" diyerek amımı okşamaya başladım.
File çorap halen üzerimdeydi. Şerafettin amaca, "Ee, bunu
çıkarmayacak mısın?" dedi. "Yok ne
çıkarması, fantazisi burda!" deyip amımın olduğu
yeri cart diye yırttım ve "Gel artık!" diye
çağırdım.
Şerafettin amca, "Ulan orospu ne marifetlerin var
böyle!" deyip azgınca üzerime gelip sikini amıma
yerleştirdiği gibi ıhlaya ıhlaya sikmeye başladı.
Kıvama gelsin diye inliyor, altında kıvranıyordum ki, çok
da dayanamayıp titreye titreye amıma boşalıp yanıma
yığıldı.
Baktım kalkmak için hiç acele etmiyor, "Merak etmesin senin
karı, gitmeyecek misin?" diye sordum. Şerafettin amca
sırıtarak, "Bu gece burdayım Yaseminim!" dedi. Köyde
bir günlük işi olduğunu söyleyip bu gece için karısına bir
bakıcı kadın çağırıp çıkmış evden.
Anlaşılan gece boyu beni sikme planı yapmıştı. Tabii
kaç posta dayanacak diye merak içindeydim.
Terlemiştim, hemen soğuk bir duşa girip
çıktım. Döndüğümde Şerafettin amca yatakta beni bekliyordu.
Ona gülümseyerek, "Şunu bir kaldıralım bakalım, gece
uzun daha!" deyip yarı ıslak vücudumla kucağına
yerleşip sikine sürtünmeye başladım. Bir süre
uğraşın ardından siki tekrar şahlandı.
Kucağındayken amıma yerleştirip soft bir şekilde
kucağında git gel yapıyordum. O da memelerimi okşayıp
kendinden geçiyordu. Hazır tam kıvamındayken, dolaylı
yoldan bu evin tapusunu üzerime yapma işinin ne olduğunu
öğrenmek istedim ve "Arka deliğimi de
alıştırdım sayılır, artık orta boy
salatalığı rahat alabiliyorum!" dedim.
Şerafettin amcanın gözleri parladı birden, "Ben de
o konuyu konuşacaktım senle, tapu işleri biraz daha
uzayacağa benziyor. Fakat elim boş gelmedim, şu ceketimi ver bakayım!"
dedi. Gittim ceketini getirip verdim. Ceketin cebinden mendilini
çıkardı, çıkın gibi uçlarını bağlamıştı.
Mendili çözdü, içinde 5 tane burma bilezik vardı. Benim
şaşkın bakışlarım eşliğinde,
"Bunlar senin güzelim! Beni cimri biri olarak görme! Para pul, mal mülk
senin köpeğin olsun!" diyerek bilezikleri koluma taktı. Bu
hediyeye sevinsem de, burma bileziklerle tam köylü karılarının
kollarına benzemişti kolum. Şerafettin amcayı kırmamak
için, "Ayy çok teşekkür ederim erkeğim, ama ben bunları
takıp dışarı çıkamam, bunları çalmak için kolumu
keserler valla!" dedim.
Şerafettin amca, "Takmazsan da kuyumcuya götür bozdur,
parasını bankaya yatır!" dediğinde, içimden artık
Şerafettin amcaya bir güzellik yapmak geldi. "Hadi gel erkeğim!"
deyip yatakta domaldım. Arkama gelir gelmez amıma yeltenmişti
ki, elimle sikine uzanıp, göt deliğime sürtmeye başladım.
Şerafettin amca hem şaşırdı, hem çok sevindi ve
"Yasemin, yoksa götten mi istiyorsun?" diye sordu. Ben de,
"Artık vakti geldi, götüm senin!" deyince götüme birden
yüklenmeye başladı. Çok rahat tamamını
almıştım bile, ama yine de yalandan, "Ahhh, yavaş, parçaladın
götümü, sikin çok büyük!" diye inliyordum.
Şerafettin amca adeta uçuyor, "Ohhh, kurban olurum bu göte!
Tüm malım mülküm feda olsun sana!" diyerek git gel yapıyordu.
Adeta gençliğine dönmüş, sert sert köklemeye
başlamıştı. Ancak çok fazla dayanamayıp birkaç dakika
sonra böğürerek götümün içine boşalmaya başladı. Ama
şekilden şekile giriyor, sanki hayatında ilk defa
boşalır gibi titriyordu. Ki boşalması biter bitmez üzerime
kapaklanıp kaldı. Siki halen götümün içindeydi. Siki inince götümden
çıkıp hemen yanıma yığıldı. Ben de,
"Sonunda hayalin gerçek oldu, yine iyisin Şerafettin amca!"
deyip güldüm. Şerafettin amca yorgun argın, "Sen nasıl bir
afetsin böyle! Ohhh!" diyerek nefesleniyordu.
Ter içindeydik. Ben yatarken kalktı, duş alıp geldi. Sonra da ben
duş alıp geldim. Ama geldiğimde Şerafettin amca yatakta
uyukluyordu. Ben de yanına kıvrılıp uyudum...
Sabah erkenden uyandım. Baktım Şerafettin amca da
uyanmış, elimi sikine atıp yokladım. "Senin azman da
uyanmış ha?" deyip bacağımı kaldırıp
elimle sikini götüme yerleştirdim. Arkamdan sarılmış
memelerimi elliyor, bir yandan da yavaş yavaş götüme git gel
yapıyordu. Bu kadar performanslı olması bile
şaşırtmıştı ki, bu sefer boşalması daha
uzun sürdü. Soft bir şekilde git gel yaptığından arada
konuşuyor, sohbet ediyorduk...
"Yasemin yanlış anlamazsan sana bir şey
diyeceğim..." dediğinde, "Söyle!" dedim. "Bizim
apartmanın az ilerisinde elektrikçi Murat var, bilirsin..." dedi.
"Evet biliyorum dağ ayısını!" dedim. "Benden
duymuş olma da, sana fena göz koymuş, zaten bekar adam, haberin
olsun!" deyince güldüm ve "Ne o Şerafettin amca, bana sikici mi
ayarlıyorsun?" dedim. "Yok canım öyle düşünme de, yani
bizim apartmanın işlerini de o yapar, samimiyetimiz var, birkaç defa
seni sordu bana..." dedi. Üstü kapalı konuşuyordu, ama muhtmelen
beni siktiğini ona anlatmıştı. "Tamam Şerafettin
amca, sağol söylediğin için!" dedim.
Şerafettin amca bir süre sonra götüme boşalmış,
giyinip gitmişti. O gittikten sonra dedikleri aklıma takıldı.
Elektrikçi Murat, tahminen 35 yaşlarında, ama gerçek anlamda dağ
ayısı gibi bir adamdı. Hem uzun boylu, hem de
aşırı kilolu, ayı gibi kıllı bir şey. Daha
önce ütüm bozulduğunda tamir için ona götürmüştüm. Patavatsız, biraz da
işini doğru düzgün yapmayan bir adamdı, o yüzden biraz
gıcığım vardı ona. Zaten bakışlarından
aşırı abaza olduğu belli oluyordu. Yoldan geçen her
kızın götüne bakıyor, beni zaten baştan
aşağı süzüyordu.
Aklıma onu biraz kudurtmak geldi. Artık yolumu
değiştirip, onun dükkanının önünden geçiyordum. Beni görür
görmez hemen dükkanın kapısına çıkıyordu. Ben
uzaklaşana kadar götümü kestiğini hissedebiliyordum. Günlerce böyle
devam ettim, ki artık fısıltılı halde laf atmaya bile
başlamıştı. Kısık sesle, "Hey yavrum!"
falan diyor, azgın azgın beni süzüyordu. Gerçekten ona artık
işkence çektiriyordum, fena azdığı belliydi, ama tabii
ulaşamıyordu bana.
Eski saç kurutma makinem iyi çalışmadığı için yenisini
almıştım, ama eskisi halen duruyordu. Birkaç gün sonra üzerime
sexy bir şeyler giyip, eski saç kurutma makinemi bir poşete
koyup dükkanına gittim. İçeri girer girmez ayının
ağzının suları aktı. "Hoşgeldiniz güzel
hanımefendi, nasıl yardımcı olabilirim?" diye
yılışık yılışık konuşmaya
başlamıştı. Poşeti uzatıp, "İyi çalışmıyor, tamir edebilir
misiniz?" dedim. Poşeti açtı, bir yandan da memelerime
bakmayı ihmal etmiyordu. Fena azdığı çok belliydi.
"Otur şöyle, ayakta kalma!" deyip karşısındaki
sandalyeyi işaret etti.
Oturur oturmaz eteğim nerdeyse küloduma kadar
açılmıştı, bilerek toparlanmadım. Murat bakıp iç
çekti ve "Tamir olur bu, yaparım!" dedi. Tamir ücretini sorunca
öylesine fahiş bir rakam söyledi ki, nerdeyse yeni saç kurutma makinesi
fiyatı kadar. "O kadar olur mu ya? Ben öğrenciyim, param yok, indirim
yap!" dedim. Gözleri eteğimin altına kaydı ve "Madem
öğrencisin, senin güzel hatırına hiç para almam. Akşam 9
gibi gel, yapmış olurum. Ama geldiğinde bir çay içeriz
artık!" dedi. "Tamam o halde anlaştık!" deyip
gülümsedim. Dükkandan çıkarken de hissediyordum, götümü kesiyordu
yine.
Akşam dediği saatte yine aynı kıyafetlerle gidip
dikildim karşısına. Ama bu sefer içime sutyen
takmamıştım, iyice kudurtmak istiyordum onu. Murat yine,
"Geç otur şöyle, ayakta kalma!" deyip saç kurutma makinesini
getirdi, iyi çalıştığını göstermek için prize
taktı. Ben yine frikikler veriyor, akşam akşam onu iyice
azdırıyordum. Saç kurutma makinesini poşete koyduğunda alıp
hemen gitmeye kalktım ki, "Nereye, çay sözün vardı, demledim o
kadar!" deyip arka depoyu işaret etti. "Geç oldu Murat,
yarın içeriz!" deyince iyice ısrar etti. Ben de biraz naz
yapıp, "Eh hadi içelim bari!" diye kabul ettim. "Sen geç
içeri, ben geliyorum!" deyip dükkanın kapısını kilitleyip
kapalı yazısını çevirmişti.
Arka taraf kısmen mutfak, kısmen çer çöp elektronik alet dolu
tozlu bir depoydu. Ocaktaki çaydanlığın yanına gittim, çay
koymak için elime bardağı almıştım ki, Murat içeri
gelip ışıkların tamamını açtı. Bir
hışımla arkama sokulup, "Bırak şimdi çayı
falan yavrum!" deyip elimdeki çay bardağını alıp
kenara koyduğu gibi beni tezgaha yapıştırıp götüme
yaslandı. "Napıyorsun hayvan herif!" diye karşı koysam
da, tam olarak böyle davranmasını istiyordum, sırf naz olsun
diye cilve yapıyordum.
Murat, "Sus orospu, senin ne boklar yediğini bilmiyor muyum? Şerafettin amca neler anlattı, neler!
Günlerdir kıvırta kıvırta dükkanın önünden geçiyorsun,
azgınlıktan ölüyorum!" deyip beni kendine doğru çevirdi.
Eteğimi ve külodumu, ardından üstümdeki tişörtü
çıkarıp her yerimi yalamaya başladı. Bir yandan ayı
gibi şapur şupur her yerimi yalarken, bir yandan da, "Şimdi
seni öyle bir sikeceğim ki, beni azdırmak neymiş göreceksin,
orospu!" diyordu.
Ben kendimi hemen salmıştım. Zaten ne yapsam da
nafileydi, o kacaman elleriyle beni evirip çevirip sömürüyordu. Tekrar tezgaha
domaltıp birden sertçe boynumdan kavradı. Hareket edemez hale
gelmiştim ki, pantolonunu indirip sikini çıkardığı
gibi birden amıma sokmasıyla neye uğradığımı
şaşırdım. Sanki içime sikini değil de, elektrikli
süpürgenin metal borusunu sokmuş gibiydi. Birden gözüm karardı,
ayaklarım titredi. Az kalsın yere yığılacaktım,
öyle bir acı vardı ki amımda.
Murat ayısı, "Noldu orospu, yarağım büyük mü geldi? Şerafettin amcaya benzemem ben!" diye böbürlendi. "Dur,
bekle bir saniye, böyle rahat değilim!" deyip içimden
çıkmasını sağladım. Dönüp te sikini görünce böyle
hissetmemin normal olduğunu anladım tabii. Yarağı bileğim
kadar kalın, upuzun bir şeydi, abartısız pornolardaki zenci
yarakları kadardı. Orada bir tahta masa vardı,
bacaklarımı ayırıp masaya oturdum. Hemen yanaşıp
tekrar amıma girdi ve sikmeye başladı. "Yavaş ol
lütfen!" dedikçe abanıyordu. Kasılmaktan bir hal olmuştum
ki, artık ben de alışmaya başlamıştım ve fena
zevk alıyordum...
Ne kadar sikti bilmiyorum, zaman kavramım boşa
düştü. En sonunda o ayı gibi elleriyle beni kucağına
aldığı gibi zıplatmaya başladı. Sonra da
amıma oluk oluk boşalıp beni yere indirdi. Bacaklarımı
hissetmiyordum nerdeyse, amımdan aşağıya doğru döller
süzülüyordu. Peçetelerle amımı temizleyip üstümü giyinirken, Murat
ayısı, "Sen harbiden de felaket tatlı bir şeymişsin!"
deyip dudağıma bir öpücük kondurdu.
Saçımı başımı da düzelttiğimde,
"Yürü hadi eve, düş önüme!" diye emir verdi. "Ne evi,
saçmalama, ağzıma sıçtın zaten!" dedim. "Daha bu
ne ki Yaseminciğim, günlerdir sen benim ağzıma sıçtın
asıl!" dedi. Her ne kadar amım zonklasa da
aldığım zevk müthişti. Evimin yolunu tuttuk.
Eve girer girmez banyoya daldım. Yıkanıp
çıktığımda, Murat, "Ben de bir duş alayım,
sen de hazırlan ben çıkana kadar!" dedi. İt herifin sanki VİP
orospusu olmuşum gibi davranıyordu. Gıcık olsam da
aldığım zevke değerdi. Hemen saç makyaj tazeleyip üzerime
sexy bir şeyler giyindim. Murat banyodan çıkar çıkmaz koca
sikini sallaya sallaya gelip, "Yala hadi orospu!" dedi. Hemen önüne
eğildim ve yalamaya başladım. Ağzıma bile
sığmıyordu nerdeyse. Ağzıma alamadığım
yerleri dilimle yalıyordum. Murat ise saçımı okşuyor,
"Ohhh, ulan ne kaşarmışsın, Şerafettin amcanın anlattığından da
iyisin!" diyordu.
Bir süre sonra yatağıma geçtik. Beni yatağa ittiği
gibi üzerime geldi. Misyoner pozisyonda amımı açmış
bekliyordum ki amıma yerleştirdiği gibi kökledi. Bacaklarım
pergel gibi ayrılmıştı, fena acı çekiyordum. Git gel
yaptıkça yatakla birlikte yaylanıyor, ayının altında
ufacık kalıyordum. Hayvan herif bir yandan da boynumu emiyor,
memelerimi ısırıyordu. Yunus bey ve arkadaşlarıyla
grup yaparken bile bu kadar zorlanmıyordum doğrusu...
Bir süre sonra bacaklarımı tek eliyle tuttuğu gibi
omuzlarına aldı. Belim bile havaya kalkmıştı. Ayak
parmaklarımı emerken hemen tekrar pompalamaya başladı.
Artık gerçekten acı çeker hale gelmiştim. Öyle bir sikiyordu ki,
belim kırılacaktı. Gözümden artık yaşlar geliyor,
makyajım akıyordu. Sert sikmesi bir tarafa, bir de geç
boşalıyordu. Güzel tarafı ise zincirleme
orgazm oluşumdu...
Nihayet o da boşalacaktı. "Aç
ağzını!" diyerek amımdan çıkıp bu sefer
ağzıma boşaldı. Pert olmuş halde yatakta
yatıyordum. Murat ise sanki az önce boşalmamış gibi halen
benle oynaşmaya devam ediyor, bir yandan da, "Ben böyle pestilini
çıkarırım işte!" diyordu.
Susamıştım, zor bela kalkıp su içmek için
mutfağa gittim. Tam bardağa uzanmış alıyordum ki
kalkık sikini sallaya sallaya gelip beni mutfak tezgahına
yasladığı gibi amıma girdi. Ayaklarım yerden
kesilmişti ve "Yavaş, hayvan herif!" deyip inlemekten
başka bir şey yapamıyordum. Bir süre sonra ters çevirip
kucağına aldığı gibi sike sike yatak odama götürdü.
Yatağa yatırıp misyoner pozisyonda sikmeye devam etti.
Artık ayının altında bana fenalık gelmişti ki,
"Dur, pozisyon değiştirelim bari!" dedim.
Murat'ı yatağa sırt üstü yatırıp hemen üstüne
çıkıp tekrar sikini amıma yerleştirdim. Tamamını
alamasam da delice zıplıyordum. Elleri memelerimde, memelerimi
patlatacak gibi sıkıyor, doğrulup boynumu emiyor,
dudağıma yapışıyordu. Ben de iyice
hızlanınca amıma boşalmaya başladı.
Boşalması bitince üstünden inip yatağa
yığıldım. Mecalim kalmamıştı, bir süre
soluklandık.
Terden de sırılsıklam olmuştuk. Birlikte duşa
girip bir posta da duşta sikti. Duştan
çıktığımızda, artık yeter diyecektim ki, Murat saatine
bakıp, "İşim var, gitmem lazım!" diyerek giyindi.
Cebinden yüklü bir miktar para çıkardı, "Öğrencisin,
ihtiyacın vardır!" deyip komodinin üzerine bırakarak çıkıp
gitti. Her yerim morarmış, bu sexy vücudun gerçekten hakkı
verilmiş gibi hissettim. Bir erkek beni pestilim çıkana kadar
kullanmıştı...
Ertesi gün öğlene kadar uyumuşum. Kapı zilinin sesine
uyandım. Uykulu uykulu açtım. Gelen Şerafettin amcaydı.
Hemen içeri girdi, "Çok vaktim yok, Yaseminim seni özledim, geç
şöyle!" diyerek yatak odama götürdü. "Senin o güzel götün halen gözümde
tütüyor!" dediğinde götümü sikmek için geldiğini anladım.
"Gel bakalım!" deyip soyundum ve yorgun argın yatağa
domaldım. Her tarafım mor halde görünce, "Ne oldu sana yahu, kaza
mı yaptın, kamyon mu çarptı?" dedi. Ben de güldüm ve
"Murat ayısı çarptı bana!" dedim.
O sırada tam götüme girmişti ki birden duraksadı ve "Ne?
Bizim elektrikçi Murat'a mı verdin yoksa?" dedi. Ben de,
"Mahvetti beni dün ayı!" dediğimde, "Vay ayı vay,
neler yapmış sana böyle!" dedi. Ben de, "Sen de Murat'a hakkımda
az buz bir şeyler söylememişsin Şerafettin amca!" amca diye
sitem ettim. "Yaseminim, bir an ağzımdan kaçtı, biliyorsun
hep işlerimi ona yaptırırım!" dedi. "Neyse
boş ver Murat ayısını, sen sikmene bak erkeğim! dedim.
Ama içimden de (Hiç önemli değil, hatta teşekkür ederim!) deyip
güldüm. Bir süre götümü siktikten sonra bu günlük de boşalıp hemen
çıktı gitti. O gün evden çıkmadım, güzelce dinlenip biraz
kendime geldim...
Ertesi gün aklım halen Murat'taydı ki, hiç haber vermeden
akşam saat 9 gibi tekrar evime geldi. Gece boyu beni delicesine sikti. Yeni
sikicim Murat bana farklı zevkler yaşatıyordu, üstelik bana para
verirken de çok bonkördü. Koleksiyon oldu dersem yalan olmaz. Yunus, Orhan ve
Alperen beylerle, Şerafettin amcanın yanına Murat
ayısı da eklenmişti. Parasal olarak bolluk içindeydim.
Ayrıca insanın düzenli sikicilerinin olması çok iyi bir
şeydi. Artık nerdeyse sikilmediğim gün olmuyor, ama tabii ki
arada dinleniyorum. Henüz Murat'a tüm hünerlerimi de açmış
değilim, şu an bile böyle azgınsa ilerisini hayal bile
edemiyorum :)
(Yasemin)
Babysitterlikten Orospuluğa! (1)
Babysitterlikten Orospuluğa! (2)
Babysitterlikten Orospuluğa! (3) ✔
Babysitterlikten Orospuluğa! (4)
Babysitterlikten Orospuluğa! (5)
18+ YASAL UYARI:
Fantastik Seks Hikayeleri sitesi 18 yaşından büyükler için Seks Hikayeleri içermektedir.
18 yaşından küçük iseniz veya bulunduğunuz ülkede Fantastik Seks Hikayesi okumak
kanunen yasak ise, bu siteyi derhal terkediniz!
ÇEREZ (COOKIE) POLİTİKASI:
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır.
Bu siteye giriş yaparak çerez kullanımını kabul etmiş sayılıyorsunuz. Daha fazla bilgi.
Powered by w3.css
Copyright ©
All rights Reserved. The Netherlands. Contact E-Mail: