Fantastik Seks Hikayeleri

Karımda Ne Orospuluklar Varmış! (6)


Karımda Ne Orospuluklar Varmış! (6) (Mustafa 32 Y., Kastamonu)

Kastamonu'da yaşadıklarımızdan karım da ben de çok mutlu olmuştuk. Karım benim gavatlığımdan ve gurursuzluğumdan zevk alıyor, ben de başka erkeklerin karımı sikmesini izleyerek tatmin oluyordum. Tüm bunların sonunda da karımın bana olan aşkı daha da artıyordu. Ben de karımı daha çok seviyordum.

Tekrar Kastamonu'ya gitmek, para harcamak artık mümkün değildi, çünkü daha önce eniştemin verdiği parayı harcamıştık. Karım o gün aldığı sexy iç çamaşırları evde benim için giyiyor, heyecanla sikişiyorduk, ama yine de karım tatmin olmuyordu benim sikmemden.

Bir akşam köyden ilçeye döndüğümde eniştemle karşılaştım, eniştem de köye gidecekmiş. Enişteme, "Görüşemiyoruz epeydir, bize gelsene!" dedim. Eniştem, "Yok, ablan izin vermiyor artık!" dedi. Köyde de kahveci Bekir anlatmış herkese o gece karımı nasıl siktiklerini. "Çok adınız çıktı, siz de bir süre köye gelmeyin!" dedi. Haklıydı eniştem, köylü kafası modern hayatı anlayamamış ve karımı orospu yerine koymuşlardı. Karımdan orospu, fahişe, kaltak diye bahsetmeye başlamışlar. Bunları anlatırken eniştem oldukça mutsuzdu.

"Enişte dert etme, bağnaz kafalar işte, modern açık görüşlü insanlar değiller ki!" dedim. Eniştem, "Yok oğlum ondan değil, bu ay da sizin kirayı ödeyemedim, bu sene servis ihalesini de alamayacağım galiba!" dedi. "Aaa, neden ki?" dedim. Eniştem, "Bu öyle ayak üstü konuşulacak bir mesele değil. Size gidelim, yarım saat oturup anlatayım, ama ablana söyleme!" dedi. "Tamam!" dedim, beraber bizim eve gittik.

Karım kapıda eniştemi görünce çok sevindi. "Hasan abimmm!" deyip dudaklarına yapıştı eniştemin. Eniştem, "Dur kız zilli, bunun için gelmedim!" diyerek karımın eşofmanı üzerinden amını avuçladı. Karım da baktı eniştemin morali bozuk, "Gel abi geç salona, anlat bize!" dedi. Eniştem de oturup anlattı meseleyi.

İlçede valiliğin servis işleri için yılda bir ihale yapılırmış, o ihale günlerine ablamla giderlermiş. Otobüs ablamın adına kayıtlı olduğu için, ablam imzaya gidiyor diye biliyorduk hepimiz. Meğerse durum farklıymış. Eniştem, "O bizim evde gördüğünüz kısa etekler, açık bluzlar, jartiyerler, şeffaf sutyenler, file çoraplar falan neden var sanıyorsunuz? Satın alma müdürünün odasına Seval girer, bacaklarını götünü açar imza işini hallederken, müdür de kapıyı kapatıp Seval'in heryerini mıncıklar, öpüşüp yiyişerlerdi!" dedi.

Bunları duyunca ben de karım da çok şaşırdık. Karım ortamı yumuşatmak için, "Ne var ki bunda abi, Seval ablam kaşarlığını kullanmış!" dedi. Eniştem de modern görüşlü biri olduğu için, "Elbette sorun yok, ama aylık ödemelerin olduğu günlerde de muhasebe müdürü en son durağa kadar bekler, herkes inince Seval'i otobüste arka koltukta sikerdi!" dedi.

Bu sefer ben lafa girdim, "Aman enişte bunda ne var ki? Bak yeri geliyor Nilgün'ü bir günde iki kişi sikiyor, ablamın yaptığında bir şey yok!" dedim. Eniştem, "Yok anlamıyorsunuz, bunlarda sorun yok. Mesele şu, satın alma müdürü değişti, yerine oldukça muhafazakar bir adam tayin oldu ve bu adamın o taraklarda bezi yok. Ayrıca Seval hamile kalınca muhasebe müdürü de artık istemiyorum demişti!" dedi.

Evet, mesele şimdi anlaşılmıştı. Sorun büyüktü ve ucunda parasızlık vardı, çünkü ev kiramızı eniştemler ödüyordu. Karım lafa girdi, "Peki, ben denesem şansımı, olmaz mı?" dedi. Eniştem, "Yavrum muhasebecide sorun yok, ama yeni gelen satın alma müdürü seni öyle açık saçık bir kıyafetle görse odasına bile almaz!" dedi. Karım da, "Abi benim lisedeyken bir sevgilim vardı, babasının iki karısı vardı, hatta adam bazen başka kadınlara da giderdi. Sen yeni gelen adama muhafazakar diyorsun, ama onların düşüncesine göre dört kadına kadar helal değil mi?" dedi.

Eniştem, "Öyle de, sen zaten evlisin!" dedi. Karım da, "İyi de adam bunu nerden bilecek ki? Sen beni yeğenin olarak tanıştır, köyden geldi de, gerisine karışma!" dedi göz kırparak. Eniştemin gözleri parladı, "Ulan Nilgün, bu işi yaparsan, sizi tatile Antalya'ya bile gönderirim!" dedi. İkisi de sevinçliydi, ama benim kafama takıldı biraz, karımın ailemiz için kendini siktirmesi sorun değildi, ama nasıl yapacaktı o adamla?

Aynı hafta karım ilçedeki tesettür mağazasından başörtüsü, türban, içine bone, yazlık pardesü, uzun düz dar eşofman aldı. Cuma günü ihale için evrak teslimi vardı, hep beraber satın alma müdürüne gittik. Ben eniştemin küçük kardeşiymişim gibi, karım da yeğenimiz gibi gittik. Karımın yüzü dışında heryeri tamamen kapalıydı. Gözlerinde simsiyah rimel, yanaklarında kıpkırmızı allık vardı. Evrakları yeni gelen satın alma müdürü Muhittin beye verdik. Ama Muhittin bey pek ilgilenmedi karımla.

Sonra eniştem söze girdi, yeğeninin başından bir evlilik geçtiğini, kocasının alkolik ve kumarbaz biri olduğundan boşandığını, şimdi de evsiz ve zor durumda kaldığını, servis işi olmadan da bizlerin de ekonomik olarak çok zorlandığımızı filan anlattı. Yeğenine de hayırlı birini aradığımızı filan anlattı, ev işlerinde iyi olduğunu filan söyledi. Ben de onaylıyordum eniştemin söylediklerini, ama karıma koca aradığımızı söylemek beni çok tahrik ediyordu, sikim yine kazık gibi olmuştu o ortamda.

Muhittin bey bizi dinledikten sonra karımı tepeden tırnağa süzdü ve "Evet Nilgün kızımız talihsiz bir evlilik yaşamış, sevaptır tabii!" dedi biraz da acıyarak. Ama adam bizi çok sevmiş ki, "Sizin gibi değerli insanlara yardımcı olmak lazım!" deyip tüm onay imzalarını attı. Çok kolay olmuştu servis ihalesini alma işi.

Muhittin bey imzaları atttıktan sonra, "Bizim ev Kastamonu merkezde, hanım evde dört çocuğumuzla ilgilendiği için burada yaşadığım lojmana gelemiyor. Lojmanda da eve kadın eli değmeyince zor oluyor, Nilgün kızımız hafta içleri lojmanıma gelsin, ev işlerine baksın, ben de bir yandan ona bir kısmet çıkar mı bakayım!" deyince karım hızla kalkıp Muhittin beyin elini öperek, "Çok teşekkür ederim, sayenizde kurtulurum ben de. Merak etmeyin sizi memnun ederim!" dedi. Muhittin bey biraz şaşırarak, "Tamam kızım, memnuniyet hepimizin olsun!" dedi ve lojmanındaki evinin anahtarını verdi.

İhale evrakını alıp valilikten çıkınca üçümüz de çok neşeliydik. Çok kolay olmuştu servis işini çözmek. Karım, enişteme, "Peki muhasebe müdürü nasıl biri?" dedi. Eniştem gülerek, "Ulan zilli, konu yarrak olunca hemen sorarsın değil mi? Ama onunla sen olmazsın artık, çünkü Muhittin beyin bunu duyması uygun olmaz. İlçede işe başlayan yeni bir orospu varmış, onu bulur götürürüm muhasebeciye ayda bir, ben hallederim merak etme onu sen!" dedi.

Ertesi gün karım lojmana gitti. Muhittin beyin evini temizleyip yemekler yapmış. Akşam Muhittin bey gelince çok beğenmiş, harçlığını verip yollamış karımı. Bu şekilde haftanın üç günü karım lojmana gider olmuştu, hem de elimize biraz para da geçiyordu. Yoruluyordu karım ev işi yapmaktan, bu yüzden ben köyden gelince akşam yemeği ben yapıyordum bizim evde.

Akşam yemeği yerken, karıma, "Nasıl gidiyor?" diye sorunca, "Artık Muhittin bey eve gelince başım açık iş yapıyorum, dar eşofmanımla da temizlik yaparken Muhittin be belli etmeden hep bana bakıyor. Hatta hava sıcak olduğu için bazen kıyafetimi çamaşırlarımı banyoda değiştirip, ortada bırakıyorum. O da güya bana belli etmeden dantel külotlarıma bakıyor banyoda!" dedi.

Çok tahrik olmuştum bu sözlerden. Karım da anladı ki tahrik olduğumu, "Muhittin beyin kuması, kapatması, metresi olmam, beni sikmesi hoşuna gider mi aşkım?" dedi. Yüzüm kızarmış, sikim kazık gibi olmuştu. Karım sikimi pantolonumdan çıkartıp sıvazlamaya başladı ve "Aşkım, o makam sahibi muhafazakar adam senin karına sahip olsun mu? Senin namusunu siksin mi?" diye diye bana 31 çekti. Karım benim zayıf yerimi çok iyi bilerek çok çabuk boşalttı beni. Sandalyede titredim resmen boşalırken. Karım sonra da dudaklarımı öpüp, "Tam bir orospu çocuğusun kocacığım, ama seni çok seviyorum!" dedi, yine beni çok mutlu etmişti...

Bir sonraki hafta, karım Muhittin bey eve gelince sürekli tahrik edip, başında erkeği olmadığını söyleye söyleye Muhittin beyi etkilemeyi başardı ve Muhttin bey eve imam çağırdı. Bizler de davetliydik, karımın yeğenleri olarak bilindiğimiz için. İmam nikahı kıyıldı Muhittin beyle karım arasında. Nikahtan sonra yeni evlileri başbaşa bırakıp eve döndük. Eniştem çok keyifliydi. Servis rakamı da bu sene çok yüksek olarak imzalanmıştı.

Sabah olunca karım beni aradı. Ben de hemen, "Nasıl geçti?" dedim. Karım, "Güzeldi, ama çok yoruldum!" dedi. Muhittin bey Viag*a almış, gece boyu 5 posta sikmiş karımı. O haftayı karım, Muhittin beyin evde hizmetçisi, yatakta da orospusu olarak geçirdi. Orda olup izleyemediğim için karım sabah bana telefonda anlatıyor, ben de 31 çekip boşalıyordum.

Hafta bitince karım, "Memlekete gideceğim!" bahanesiyle Muhittin beyin lojmandaki evinden ayrıldı. Eniştem de söz verdiği gibi bize Antalya tatili için anlaştığı otelin rezervasyonunu gönderdi. Hayatımızda ilk kez deniz görüp, deniz tatili yapacak olmanın heyecanıyla bavulumuzu hazırladık. Karım daha önce Kastamonu'daki dükkandan hediye aldığı iki bikinisini de bavula koymayı ihmal etmedi. Antalya otobüsüne atladık...

Tatil yapacağımız otelde odamıza yerleşip deniz kenarına gittik. Ben uzun paçalı şort mayo giymiştim. Karım da üstü üçgen sadece memesinin ucunu ve halkalarını örten bikinisini giydi. Bikinisinin altının önü de çok aşağıda, amının hemen üstündeydi, arkası ise normal külot gibi götünü kapatıyordu. Otelin plajında, bembeyaz güneş görmemiş teniyle karım hemen ilgi çekmişti. Yüzme bilmediğimiz için sadece güneşlendik şezlonglarda.

Öğlen yemeğinden sonra çok iri yapılı, Body'ci gibi kaslı bir genç geldi. Animasyon denen eğlence takımından olduğunu söyleyip, Dart yarışmasına davet etti bizi. Kabul ettik. Küçük oklarla hedefe atılan bir oyun olduğunu TV'de görmüştük, ama hiç oynamamıştık. Yarışmada karımla beraber birkaç kez denedik ama olmadı. Diğer müşteriler de oynuyordu aynı oyunu, otelde bolca da Rus turist vardı. Animatör kaslı genç, adı Doruk imiş, "Ben öğreteyim size!" deyip karıma yardım etmek için arkasına geçti.

Ben heyecanlandım, çünkü Doruk denen genç tam Katalog mankeni gibiydi. Mide kasları baklava gibiydi ve uzun boyluydu. Karımın arkasına geçip kolunu tutup hedefe nişan aldırıyor, ama bir yandan da karımın poposuna sürtünüyordu. Arada bana bakınca, benim tahrik olmuş halimi görüp gülümseyip bundan cesaret alarak, iyice arkasına geçip önünü karımın poposuna bastırmaya başladı, yardım etme bahanesiyle. Utangaç olmamasına rağmen karım bile gülüp yüzünü kapatıyordu eliyle. Rus turistler de gülüyordu Doruk'un karıma arkadan değdirmesine...

Dart yarışması bitince hepimiz ter içindeydik. Antalya havası çok sıcak ve nemliydi, Kastamonu gibi değildi. Bunaldığımızı anlayan Doruk, "Akşam yemekten sonra bizim Bungalowa gelin, deniz kenarında, havası güzel oluyor!" dedi. "Tamam!" dedik.

Yemek saati gelince, karım külotsuz olarak aynı kırmızı mini eteğini ve üzerine de sutyensiz bembeyaz bir atlet giydi. Yemek salonunda bir bakan bir daha bakıyordu karıma. Karıma, "Güzelliğin büyülüyor aşkım!" dedim. Karım da, "O senin şerefsizliğin aşkım!" deyip gülerek bana iltifat etti.

Yemekten sonra tarif edilen Bungalowa gittik. Doruk kapıyı açtı ve "Aaa, beklemiyordum! Çoğu evli çift gelmez!" dedi. İçeri girdik. Odanın birinde çırıl çıplak sarışın bir kız uyuyordu. Aynı yatakta 40 yaşlarında, yine manken gibi bir adam yatıyordu. Doruk söyledi, o adam Animatör ekibinin lideri Mert beymiş. Çıplak yatan kızın adı Natasha ve Rus imiş.

Onları uyandırmamak için Doruk bizi terasa götürdü. Hava güzeldi, ama sıcak esiyordu. Doruk bize birer bardak Viski verdi. Hiç Viski içmemiştik, nasıl içildiğini de bilmiyorduk ve çabucak bitiriyorduk bardağı. Bardaklarımız boşaldıkça Doruk hemen Viski dolduruyordu. Üçer bardak Viskiden sonra iyice sıcak basmıştı bizi. Biz yine ter içinde kalınca Doruk gayet rahat karımın yanına gelip atletini tuttuğu gibi çıkarttı. Karım utanarak ve gülerek yüzünü kapattı. Memeleri beyaz, ama bu sefer bikini dışında kalan kısımları güneşten yanmış kızarmıştı. Harika görünüyordu karım.

Doruk son derece sakin karımla öpüşmeye başlayıp, eteğini de çıkarttı. Bu arada uyanmış olan Mert bey de terasa gelip yanıma oturdu, benimle sohbet etmeye başladı. Ben köyden, hayvanlardan falan bahsedince, ilk kez böyle bir yere tatile geldiğimizi anladı tabii. "İyi, bu tatili unutamazsınız!" dedi. Bu arada Doruk ve karım çok ateşli öpüşüyorlardı, heryerini avuçluyordu karımın. Karım da Doruk'un sert sikini şortundan çıkartmış, eline almış oynuyor, arada taşaklarını avuçluyordu...

Ben Mert beyle sohbet ederken gözümün önünde Doruk karımın amına koyup sikmeye başladı. Karım bize aldırmadan, "Offf erkeğimmm, boğammm!" diyerek ayaklarını Doruk'un beline dolamış, daha iyi soksun diye kendine çekiyordu. Ben de sikimle oynamak istiyordum, ama Mert beyden utandığım için yapamamıştım, sadece yüzüm kıpkırmızı izliyordum. Mert bey bana gülümseyerek, "Bizim işimiz bu dostum, müşterileri memnun ederiz, kocalarından almadıkları zevki veririz. Merak etme, burada yaşanan burada kalır!" dedi.

Doruk darbeli matkap gibi karımın amını sikerken, karım, "Ayyyy!" deyip kasılmaya başladı. Karım Doruk'un sikiyle orgazm olmuştu, ama Doruk çok sakindi. Karımın sakinleşmesini bekleyip, yavaşça karımı domalttı ve arkadan tekrar sikini amına soktu. Aynı şekilde sert ve hızlı hızlı sikmeye başlayınca, her köklemesinde karım, "Ah, ah, ah!" demeye başladı. Çok kişi sikmişti karımı, ama böyle kimse sikmemişti...

Biz karımın sikilmesini izlerken, çıplak olarak Natasha da terasa geldi. Hiç şaşırmış gibi değildi. O da bir kadeh Viski alıp yaklaştı karıma. Rusça birşeyler söyledi, ama biz anlamadık tabii. Domalmış halde sikilen karımın önüne geçip amını karımın yüzüne sürtmeye başladı. Karım şaşırdı, ama hem Viskiden kafası iyi olduğundan, hem de sikilmekten aldığı zevk yüzünden kendinde değildi, "Ah, ah, ah!" diye bağırıyordu 5 dakikadır.

Natasha karımı saçlarından tutup karımın yüzünü amına yapıştırınca, karım Natasha'nın amını yalamaya başladı. Benim karıma yaptığım gibi, karım da aynı şekilde Natasha'nın amının üstünü, Bızırını yalıyordu. Natasha Rusça birşeyler söylemeye devam etti. Mert beye sordum, "Ne diyor?" diye. "Önemli birşey değil, Suka diyor, yani orospu diyor karına!" dedi. Karımın domalmış göt yanaklarından şak şak sesler geliyordu Doruk pompalarken...

Natasha yüzünde gülümseme ile hafif hafif titreyip amını karımın ağzına bastırarak orgazm oldu. Sonra da eğilip dudaklarından öptü karımı ateşlice. Karım bu kadar heyecana dayanamayıp ikinci kez baldırları titreyerek orgazm olmaya başlayınca, Doruk iyice hırsla kökleyerek, "Nereye boşalayım?" diye sordu. Karım cevap veremedi. Ben de baka kaldım, kendi sikime dokunsam boşalacak kadar heyecanlanmıştım. Doruk sikini karımın amından çıkartıp karımın saçlarını tutup karımın yüzünü sikine yakşaltırdı ve ses çıkartmadan yüzüne boşalmaya başladı.

İlk kez birisi karımın yüzüne boşalıyordu. Karım hevesle yüzüne fışkıran döllerden yakalayabildiğini ağzıyla yakalayıp yutuyordu. Karımın yüzü o kadar güzel olmuştu ki, Doruk'un dölleri alnında, yanaklarında, burnunda ve çenesindeydi. Doruk sikinin ucunu sıkıp son kalan dölleri de karımın yüzüne silkeleyip akıttıktan sonra sikini karımın saçlarına silip içeri gitti bir şey demeden. Natasha da kadehini alıp gitti içeriye...

Karım nefes nefeseydi ve halen baldırları hafiften titriyordu. Mert bey bana, "Hoşuna gitti mi dostum?" dedi. Ben, "Çok güzeldi!" dedim. Mert bey, "Senin canın çekmiyor mu karını?" dedi. "Çekiyor da, çok fenayım!" dedim utanarak. Mert bey de, "Normal, iyi biliyorum, sizin gibi zavallı kocalar başkası siktikçe karılarını, kendi sikmiş gibi oluyor. Yardımcı olayım sana!" dedi. Şortundan sikini çıkartıp karımın yanına gitti. Karımın döllü yanaklarından okşayıp sikini karımın ağzına soktu...

Siki ince fakat uzundu, bana, "Sen de gel buyur!" dedi. Bana lütfeder gibi ikram etti kendi karımı. Ben de sikimi çıkartıp yanlarına gittim. Karım yerde dizlerinin üstünde çömelmiş olarak otururken Mert beyin sikini yalamaya başladı, bir yandan da bana bakıp göz kırpıyordu. Karıma parmağımla (Sus!) işareti yaptım. Çünkü bana Mert beyin yanında, gavat, şerefsiz, pezevenk gibi şeyler demesini istemedim. Karım başıyla onaylayıp bu sefer benim sikimi yalayıp emmeye başladı...

Karım yine ilkleri yaşamış ve yaşatmıştı, Natasha'nın amını yalayıp orgazm etmiş, Doruk'u da yüzüne boşalttırmış, ben de bunları görmüş olmanın heyecanıyla bir dakika içinde karımın yüzüne boşalmaya başladım. Sanırım Viskinin etkisiyle çok boşaldım, hiç böyle çok olmazdı, ama çok çok zevkliydi dizleri üzerinde olan karımın yüzüne boşalmak. Daha önce hiç yaşamadığım bir üstünlük hissi vermişti bana...

Ben çekilip Mert bey tek kalınca, karımı döllü yanaklarından iki eliyle tutarak sikinin tamamını karımın boğazına sokmaya başladı. Siki ince ama uzun olduğu için bazen karımın gırtlağına kadar giriyor, karım da öğürüyordu o anlarda. Mert bey bana dönüp, "Alışır zamanla!" dedi. Yaklaşık on dakika karımı gırtlağına kadar siktikten sonra ağzının içine boşalmaya başladı Mert bey, bir yandan da gülüyordu. Karım eliyle ağzındaki siki çıkartmaya çalışsa da Mert beyin karımın başını tutması buna engel oluyordu.

Sonuçta Mert beyin tüm dölleri karımın gırtlağından geçerek midesine indi. Mert bey sırıtarak, "Afiyet olsun güzelim!" dedi. Karımın amı az önce Doruk tarafından bolca sikilmiş halde, gözleri yaşlı, yüzü döl içinde, kısık sesle, "Teşekkür ederim!" dedi. Sonrasında daha fazla konuşmadan karımla giyindik ve Mert beyin getirip verdiği havluyla temizlendik, Bungalowdan çıkarak oteldeki odamıza yürüdük. Odamızda aldığımız duştan sonra her ikimiz de ilk günün yorgunluğu ve güzelce boşalmış olmanın verdiği tatminle uyuduk...

Sabah uyandığımızda karım, "Bu şehirli modern insanlar çok güzel hayat yaşıyorlar, değil mi kocacığım? Köyde olsak hemen orospu derler, namussuz derler. Halbuki senin gibilerin karısını birileri sikecek, değil mi bir tanem?" dedi. "Haklısın aşkım, hiçbir kadının yaşatamayacağı hayatı yaşatıyorsun bana!" diyerek karımı övdüm.

Sabah kahvaltısına geç kaldık, ama geç kahvaltı diye bir şey varmış. Biz kahvaltımızı yaparken dün gece Bungalowda olan Natasha'yı gördük. O da kendi Rus turist arkadaşlarıyla kahvaltı yapıyordu. Bize selam verip yanımıza geldi, karımı dudağından öptü ve birşeyler söyledi. İngilizce konuştu, ama biz anlamadık. Natasha etrafa bakıp garsonun birini çağırdı, garson da bize tercüme etti. Bugün tekne turu varmış Akvaryum denen yere, Natasha bizi davet ediyormuş.

"Nasıl birşey o dediğin tur?" diye sordum garsona. O da, "Abi, tekneyle geziliyor, teknede öğlen yemeği yenir, denize girilir, akşam geri gelinir. Sadece kendi gruplarına özel bir gezi. Ama bunlar Rus dedi, bunların ahlak anlayışı farklı, bence gitmeyin!" dedi. Karım da, "Sana ne milletin ahlak anlayışından, çıkın bu kafadan, mal mısınız oğlum? Teşekkür ettiğimizi ve katılacağımızı söyle sen!" dedi. Garson biraz utanarak, "Tamam!" deyip söyledi. Garsona, "Yanımıza ne alacağız?" deyince, "Deniz kıyafeti yeterli abi!" dedi.

Kahvaltıdan sonra karım yine memelerini ve göbeğini amına kadar açıkta bırakan bikinisini, ben de paçalı şort mayomu giyerek tekneye gittik. Küçük bir tekneydi. Natasha haricinde altı Rus vardı. Üçü erkekti, onlar diğer üç kadınla evlilermiş. Natasha bekarmış sadece. Teknede bir kaptan ve sadece bir çalışan genç vardı. Karımla ilk kez böyle bir lüksü yaşamanın heyecanıyla bindik tekneye. Ruslarla merhabalaştık birbirimizi anlamadan. Kaptan biraz Rusça bildiği için tercüme etti.

Bu arada kaptandan öğrendik, Natasha da animatör ekibindenmiş, teknedeki Rus turistleri Natasha gezdiriyormuş. Rus turistler 40'lı yaşlardaydı. Kadınlardan biri hamileydi. Adamların hepsi sarışın, kele yakın az saçlı ve şişman, iri yarı insanlardı.

Tekne hareket edip açılınca, evli Rus kadınlar teknenin önüne geçip güneşe karşı yattılar. Hamile olan da dahil hepsi bikini üstünü çıkarttı. Natasha ise teknenin arkasında uyuklamaya başladı. Biz de karımla ön tarafa geçtik, ortama ayak uydurmak için karım da bikini üstünü çıkarttı. Hem Rus kocalar hem Rus kadınlar karımın yusyuvarlak dolgun ve diri memelerine baka kalmıştı. Kaptan yanımıza gelip, "Ya zorunlu değil bikini çıkartmak, bunlara uymanıza gerek yok!" dediyse de, karım umursamazca, "Soğuk Bira gönder de çocuk getirsin!" dedi kaptana. Karımın kendine olan güveni çok hoşuma gitti.

Yavaş yavaş Biralar içildi. Rus kadınlarla gülüşüyorduk, arada teknede çalışan çocuk tercüme ediyordu. Kadınlar, karıma, "Memelerin silikon mu?" diye sorunca, karım kendi memelerini avuçlayıp, "Yooo!" dedi. Kadınlar gülüşerek sırayla karımın memelerini avuçlayarak muayene eder gibi incelediler. Bütün gün böyle şakalaşarak geçti, biz denize girmedik, ama gün boyu da karım bikinisinin üstünü giymedi...

Dönüş güzegahında kaptan müzik açtı, zaten hem içtiğimiz Biralardan, hem denizde sallanmaktan başımız dönüyordu. Hep beraber bazen yabancı müzikle, bazen oryantal müzikle dans ettik. Kaptan da katılıyordu ara sıra bu eğlenceye. Dümeni bir ara karıma gösterip, "Sen sür tekneyi ben oynarken!" dedi. Karım heyecanla dümene geçti, ama tabii hiç bilmediği şeylerdi. Karım dümene geçince tekne hafif sallandı. O zaman kaptan karımın arkasından yaklaşıp, "Böyle tutacaksın, buraya bakacaksın..." diye birşeyler anlattı karıma. Arkasında olduğu için, tekne de dalgalarla sallandığı için kaptan önünü karımın poposuna sürtüyordu.

Karım poposuna sürten yarağın sertleştiğini fark edince, "Ooo, ne olmuş o öyle!" dedi gülerek. Kaptan da, "Bitirdin herkesi, teknede kadın erkek deli oldu herkes sana!" dedi. Karım da şimarıkça, "Bana neee?" diyerek kaptanı itip gitti, Rus kadınlarla dansa devam etti...

Tekne karaya yanaşırken Natasha da uyanmıştı. Tekneden indiğimizde bastığımız yer sallanıyor gibiydi. Ruslarla aynı minibüse binip otele doğru yola çıktık. Ama ben dahil herkesin aklı karımda kalmıştı. Tatilimiz çok güzel geçiyordu :)

(Mustafa)

Bu hikayenin şimdiye kadar yayınlanan bölümleri: Karımda Ne Orospuluklar Varmış!


Scroll To Top

Seks Hikayeni Yolla

Fantastik Seks Hikayeleri

18+ YASAL UYARI:
Fantastik Seks Hikayeleri sitesi 18 yaşından büyükler için Seks Hikayeleri içermektedir. 18 yaşından küçük iseniz veya bulunduğunuz ülkede Fantastik Seks Hikayesi okumak kanunen yasak ise, bu siteyi derhal terkediniz!

ÇEREZ (COOKIE) POLİTİKASI:
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır. Bu siteye giriş yaparak çerez kullanımını kabul etmiş sayılıyorsunuz. Daha fazla bilgi.

Powered by w3.css Copyright © All rights Reserved. The Netherlands. Contact E-Mail: