Karımda Ne Orospuluklar Varmış! (1) (Mustafa 32 Y., Kastamonu)
Merhaba. Çocukluğumda aile fertlerimizin bana
taktığı 'Minik' lakabı üzerime yapıştı ve bu
yaşımda bile ailede herkes bana o şekilde hitap eder. Kastamonu'nun
adını söyleyemeceğim bir ilçesine bağlı bir köyündeniz.
Gezmek, bazen sağlık işleri, bazen akraba ziyareti
dışında köyden pek çıkmayan, hayvancılık ve
çiftçilik yapan bir ailenin üyesiyim. Karım Nilgün şu anda 26
yaşında, ben 32 yaşımdayım. Evleneli 6 yıl oldu,
ama çocuğumuz yok. Karım da benim gibi köyümüzde yaşayan bir
ailenin kızıdır. Öyle mankenler gibi çok güzel değildir,
ama yeterince güzel ve oldukça hoş bir yüzü vardır. Her zaman
neşeli ve canlı olması benim de herkesin de hoşuna gider.
Açık öğretimde işletme okuyup üniversite diplomamı
aldım, ancak köy işleri ve aile geleneğinden ötürü iş
aramaya hiç fırsatım olmadı. Nilgün de lise mezunudur. Lise
bitiren nadir kızlardandır köyümüzde. İlçede lisede okurken Nilgün'ün
okuldan erkek arkadaşları olurdu, duyardık, pek hoş
karşılanmazdı bu durum köyümüzde. Ancak erkek
arkadaşları ile yanyana görünmediği için çoğu konu dedikodu
olarak kalırdı. Hafta sonları Nilgün ilçeye dil kursuna giderdi
o yıllarda. Ben de ilçeye üniversiteye hazırlık kursuna giderdim.
Bizim köyden minibüsle bir saat mesafede ilçe.
Minibüste ve ilçede sık sık denk gelirdik Nilgün'le. Zaten
köyden tanıştığımız için rahat rahat sohbet
ederdik. Gülen güzel yüzü ve gözleri beni çok etkilerdi. Zaman içinde kendisine
açıldım ve sevgili olduk. Köyde değil ama ilçede elele
dolaşıyorduk, imkan olunca öpüşüyorduk.
Yine deneme sınavına gireceğim bir hafta sonu Nilgün de
benimle geldi. Deneme sınavının yapılacağı dersaneye
gittiğimizde kimse yoktu. Meğer internete bakmadığım
için görmemişim, sınav iptal olmuş. Bu yüzden sınıf
boşmuş. Yine de sınavın olacağı sınıfa
gittik, kimse yoktu. İlk kez bir ortamda yalnız
kalmıştık. Nilgün'ü hemen öpmeye başladım, o da karşılık
verdi. Öpüşürken götünü avuçladım, hiç ses çıkartmadı.
Aldığım bu cesaretle memelerini ve tüm vücudunu elbisesinin
üstünden okşamaya, avuçlamaya başladım...
Daha önce hiçbir kadınla beraber olmamıştım,
Nilgün'ün canlı neşeli ve ateşli hali beni çok tahrik
etmişti. Nilgün de öpüşürken elini pantolomun önüne atıp sikimin
sertliğini kavrıyordu arada. Kumaş pantolon giydiğim için
rahatlıkla tutabiliyordu sikimi. Nilgün bana, "Fermuarını
açmak ister misin?" deyince biraz şaşırdım, ama hemen
açtım fermuarımı, zaten çok sıcak olmuştu külodumun
içi. Kalbim de yerinden fırlayacak kadar atıyordu. Nilgün elini fermuar
açıklığından içeri sokup külodumun kenarından sertçe
çekerek sikimi dışarı çıkartmaya çalıştı...
Ben öyle kocaman siki olan biri değilim. Ergen olunca çok
ölçmüştüm, takribi 12 cm uzunluğu olan, orta kalınlıkta bir
sikim var. Nilgün eliyle çıkarttığı sikimle ileri geri
oynarken bir yandan da öpüşüyorduk. Yavaşça önümde eğilince, ne
yapacağını anladım. Sikimi ağzına alacaktı.
Başım döndü, gözümün önünde yıldızlar çaktı, çok
aşırı heyecanlanmıştım. Daha
ağzını yaklaştırırken, eliyle sikimi ileri geri
yaptığı için boşalmaya başladım. Nilgün
kıvrak bir hareketle yana çekildi ve döllerim ona değmeden yere
aktı. Eliyle bana 31 çekmeye devam etti boşalmam bitene kadar. Bir
yandan da kahkahayla gülüyordu.
Aslında çok utanmıştım. Ama çok da hoşuma
gitmişti. Nilgün de çok neşeliydi, onun neşesi beni
rahatlattı, kendimi kötü hissetmeme engel oldu. Nilgün çantasından
çıkardığı kağıt mendille sikimi silip, "Miniği
yerine koyalım!" dedi. Sikimi güzelce içeri koyup fermuarımı
kapattı. Eline gelmiş olan döllerime bakıp, "Su gibi, ne
güzel şeffaf!" dedi. Elini kokladı, "Kötü de
kokmuyor!" dedi ve elini de mendile sildi. Sonra da yanağımdan
öptü, elimden tuttu ve dersaneden dışarı çıktık. O gün
benim için bir ilk olmuştu.
Sonradan evde gece düşününce Nilgün'ün sikimle bu kadar rahat
olması, ben teklif etmeden sikimi ağzına almayı kendi
düşünmüş olması, bunu daha önce de dedikoduları olan erkek
arkadaşlarıyla da yaptığından şüphelendim.
Açıkçası rahatsız oldum, döllerimi incelerken söyledikleri filan
başka yarak gördüğü ve boşalttığını
düşünmeme sebep oldu. Acaba başkalarının yarakları benimkinden
daha büyük müydü, ya da benim gibi hemen boşalmamışlar
mıydı. Sevgilimin ağzında başka yaraklar olduğu
düşüncesi beni hem utandırmış, hem de sikimi kaskatı
sert yapmıştı. Bunları düşünürken elimle de sikimi
oğuşturmaya başladım ve aynı şey oldu, külodumun
içine hemen boşaldım...
O günden sonra Nilgün'le zaman zaman boş yerlerde buluşmaya
devam ettik. Fırsat oldukça sikimi ağzına aldı ve hep
boşalttı beni. Amını sikmeyi hiç teklif etmedim, zaten
fırsat da olmuyordu. Ağzına alınca diliyle sikime öyle
baskı yapıyordu ki, kısa sürede istemsizce
boşalıyordum. Nilgün hep şefkatle, "Güzel oldu!" falan
diyordu. Kendisi de mutluydu, ama öyle seks azgınlığı
şeklinde bir hali olmuyordu. Yine de benim için çok çok güzeldi...
Nilgün'le evlenmek istiyordum. Bir yılın sonunda annemlere,
"Nilgün'ü isteyelim!" dedim. Nilgün'e de evlenme teklif ettim, "Ne
pahasına olursa olsun seninle evlenmek istiyorum!" dedim. Çok şaşırdı ama çok da
sevindi. Annemler başta pek razı olmadılar, çünkü Nilgün köyde adı
çıkmış bir kızdı. Annemler, "Emin misin,
yarın öbür gün bu dedikodular sizi çok üzer!" filan dediler. Ablam da
aynı şeyleri söyledi, hatta bir gün ablamlardayken yine aynı
konu açılınca, ablamın kocası (Hasan eniştem),
"Ya bırakın Miniği, gelmiş 26 yaşına, ilk
kez sevgilisi olmuş, evlenecek işte. İlçede ev tutarlar, bu
köyün dedikodusundan kurtulmuş olurlar!" dedi.
Hasan eniştem ilçede valiliğe servis çekiyordu, senelerdir
ihale yapılır her sene o kazanırdı. Otobüsü ablamın
üzerineydi, her yıl ihale için beraber giderler, ablam imzaları
atardı. Ablam köyde, eniştem ise haftanın beş günü ilçede
kalırdı. Durumları iyi sayılırdı. Ablam,
"Peki, bunlar ilçede tutacakları evin kirasını nasıl
denkleştirecekler?" dedi. Eniştem, "Biz yardım ederiz,
Miniğe de ilçede belki iş buluruz, tarlayı ve hayvanları da
satar isterse!" dedi. Bu fikir köyden kurtulmak için de çok iyiydi. Bu
konuşulanları sonra Nilgün'le de paylaşınca o da çok
sevindi.
Nihayetinde bundan 6 yıl önce köyümüzde düğünümüz oldu.
Annemler onay vermese de, ablamın, "Artık modern düşünün,
bırakın bu köylü kafasını!" diyerek desteği
işimize yaradı. Düğün gecesi Nilgün'le ilk kez birlikte oldum
gerçek anlamda. Hafif toplu olmasına karşın vücudunda hiç
selilüt yoktu. Zaten güzel yüzü ve gülümsemesi çok hoştu. Nilgün gerdek
gecemizde çok ateşli değildi. Sikiştik üç kez, ama hiç öyle
hikayelerde yazıldığı gibi 'deliler gibi sikiş' filan
olmamıştı. İlkinde çok çabuk boşalsam da, sonraki iki
seferde ilkine nazaran biraz daha uzun sikişmiştik. Çarşafta kan
lekesi yoktu ve Nilgün hiç acıma belirtisi de göstermemişti ilk
siktiğimde. Olayın heyecanıyla birşey sormadım ve
sarılıp uyuduk...
Sabah olunca Nilgün'e, "Sen daha önce yapmış
mıydın?" dedim. Nilgün biraz mahcup, "Kızdın
mı?" dedi. "Yok ama söyleseydin keşke!" dedim. Nilgün
de, "O zaman aramız bozulur diye çekindim. Hem, ne pahasına
olursa olsun evlenmek isteyen sendin. Ama merak etme, hiç kimseye
aşık olmadım!" dedi. O gözleri beni benden
almıştı, sarıldım karıma, "Olan olmuş,
önemli değil!" dedim. İlçede ev tuttuğumuz için artık rahattık.
Geçmişte karımı kim siktiyse, ya da kimler siktiyse artık
burada yoklardı. Yine de karım (Hiç kimseye aşık
olmadım!) derken, sanki birden fazla erkekle sikişmiş
anlamını çıkartmıştım. Bu düşünce ne zaman
aklıma takılsa, hem utanıyordum, hem de sikim kazık gibi
oluyordu...
Bu şekilde üç yıl geçti. İlçede iş bulamadım,
ancak köy işlerini de köye minibüsle gidip gelerek yapıyordum.
Hayvanları ve tarlayı satmamıştım. Nilgün de ev
hanımlığı yapıyordu. Ne zaman sikmek istesem hep kabul
ediyordu, hiç nazlanmıyordu. Ağzına alıyor, domalıyor,
her pozisyonda beni memnun ediyordu. Kendisi hiç orgazm olmuyordu, bunu anlıyordum,
ama bu konuyu hiç konuşmuyorduk. Üç yıl boyunca içine boşalmama
rağmen hamile kalmamıştı Nilgün...
Kiramızı eniştemler ödediği için en çok onlarla
görüşüyorduk. Eniştem zaten hafta içi ilçede olduğu için bizim
evde kalıyordu çoğu zaman. Karım, ablam Seval'i çok seviyordu ve
araları çok iyiydi. Eniştem 40 yaşındaydı ve çok
matrak, neşeli adamdı. Eniştemin bizim evde olması bizi
rahatsız etmiyordu, Nilgün'e de farklı gözle bakmazdı hiç.
Ablamın bir oğlu vardı. Tekrar ikinci çocuğu
istemişler ve ablam hamile kalmıştı. İlk
hamileliği çok zor geçmişti ablamın, arada düşük de
yapmıştı, bu yüzden bu kez doktor hep yatak istirahati
vermişti ablama. Karım da bazen köye ablamın yanına gider
gelirdi yardımcı olmaya...
Karım birgün köyden dönünce yüzü allak bullaktı. "Ne
oldu?" dedim. Seval ablam karıma önce eniştemi
anlatmış. Hamilelik başladıktan sonra doktor cinsel
ilişkiye girmeyin demiş. Eniştem de ilçede yollu bir kadına
gidiyormuş her hafta. Para veriyormuş kadına,
faturalarını da ödetiyormuş kadın. Aslında
şaşırmadım, çünkü eniştem çok matrak, çok fırlama
ve durumu iyi bir adamdı. Ablamı ve yeğenimi çok sever, ama
aylarca seks yapamadan duracak bir tip değildi. Seval ablam, karıma,
"Hasan'ı evde tut Nilgün, gitmesin o orospuya. Kadın
sağıyor Hasan'ı, parasız bırakacak bizi, sizin
kiranızı da ödeyemeyiz bir süre sonra!" demiş. Karıma
sordum, "Nasıl evde tutacakmışsın?" diye.
"Ne bileyim?" dedi karım.
Ertesi gün köye gidince Seval ablama uğradım. Olanları
ondan da dinledim ve "Peki, nasıl olacak ki?" dedim. Ablam,
"Ya anlamazdan gelme. Hasan'la sevişemiyoruz işte. Eniştenin
işi çok stresli, hak veriyorum, doğa kanunu rahatlamaya ihtiyacı
var!" dedi. "Eee?" dedim. Ablam, "5-6 ay bir süreç bu,
Nilgün kadınlığını kullansın işte!"
dedi. "Abla ne demek istiyorsun, karım eniştemle mi
sevişecek?" dedim. Ablam, "Anladın sonunda. Bırak bu
köylü kafasını, Nilgün'ün erkeklere yabancı
olmadığını bütün köy biliyor. Sen de biliyorsun. Hem enişten
kötü biri değil, size çok yardımı oldu. Bir orospu
yuvamızı mı yıksın yani? Hem Nilgün de tamam dedi, sen
de tamam dersen Nilgün halleder, merak etme!" dedi.
"Karım kabul mü etti?" dedim. Ablam, "Oğlum
Nilgün'le kaç yıldır konuşuyoruz, onu yatakta tatmin
edemiyormuşsun işte. Herkesin erkekliği güçlü olacak diye bir
şey yok. Bunda utanacak birşey de yok. Bu süreç Nilgün'e de iyi gelir
hem. Nilgün'ün de gözü dışarda olmaz!" dedi. Demek Nilgün
anlatmıştı ablama kendisini yatakta tatmin edemediğimi. Oysa
karımla sikişmelerimiz benim içim çok zevkliydi. Belki de sikim küçük
geliyordu karıma. Ya da geçmişte beraber olduğu erkeklerden daha
çok zevk almıştı.
"Tamam abla!" dedim, fazla uzatmadan. Ablamdan
çıkıp minibüse binip ilçeye yola çıktım. Aynı
karım gibi benim de kafam karışmış, afallamıştım.
Gözümün önüne eniştem karımı sikerken geldi, daha öncelerde
olduğu gibi sikim kazık gibi oldu bu düşünceyle.
Karımı başka birinin siktiği düşüncesi sikimi çok fena
kaldırıyordu ve bundan da utanıyordum.
Karımla uzun uzun bu konuyu konuştuk. Karım,
"Sorun yok, ev kiramızı Hasan abi ödüyor, o parasız
kalırsa köye dönmek zorunda kalırız ve buna hayatta tahammül
edemem. Ayrıca sen de istemezsin ablanların yuvası
yıkılsın!" dedi. Ama kafama takılan bir konu daha vardı.
"Sen ablama bizim seks hayatımızla ilgili özelimizi niye
anlattın?" dedim. Karım da, "Ablan benim de ablam
sayılır, ona anlattım tabii, ne olacak ki?" dedi. Ben de,
"Seni tatmin edemediğimi söylemişsin!" dedim. Karım,
"Bunu sen de biliyorsun, ama ben bunu dert etmiyorum ki, sen
hayatımın aşkısın ve hep öyle kalacaksın bir
tanem!" dedi.
Karımın bu sözleri çok hoşuma gitti. Ona olan sevgim
aşkım daha da arttı. Gülen gözleri ve bana olan hem
şefkatli hem sevgi dolu hali çok hoşuma gidiyordu. Aynı gece
yatmaya gittiğimizde karım çıplak yattı. Pürüssüz bembeyaz
güneş görmemiş teni çok tahrik edicidir. Biraz öpüşüp hemen
sırt üstü yatırıp sikmeye başladım. Ben sikerken
karım bana bakıyor, yanaklarımı saçlarımı
okşuyordu. Ben de süreyi uzatmaya çalışıyordum. Karım
aynı şefkatli haliyle, "Boşal hadi, zorlama!" dedi. O
anda yine gözümün önüne eniştemin karımı sikerken hayali geldi,
ama söyleyemedim ve hemencecik boşaldım karımın
amının içine.
Karım kalkıp banyoda temizlendi ve tekrar çıplak geldi.
Yatakta biraz konuştuk. Bana, "Senin zevk alman bana yetiyor
aşkım, ben her zaman seninim, Hasan abi de canımız
ciğerimiz, ona o gözle bakmam zaten, merak etme sen. Adamı
rahatlatırım o kadar!" dedi. Bu konuşmalar beni azdırmıştı
yine, "Ağzına alsana!" dedim. Karım herzamanki gibi
hiç itiraz etmeden yeni boşalmış küçük sikimi ağzına
alıp emmeye başladı. Diliyle sikimin kafasına masaj
yapıyordu. Çok tahrik olmuştum, ama sikim bir türlü sertleşmiyordu.
Karım taşaklarımı da yalıyordu, ama sertleşemedim
bir türlü.
Tekrar sikimi ağzına aldı karım, bir yandan da götümü
okşuyordu. Parmağıyla da götümün deliğini elliyordu. Sonra
o parmağını ağzıma soktu, daha önce hiç
yapmamıştı bunu, ama hoşuma gitti karımın
parmağını emmek. "Güzel mi?" dedi karım. Cevap veremedim.
Sonra da yaladığım parmağını göt deliğime
yavaşça soktu, bir yandan sikimi emiyordu. Çok farklı bir histi,
sikim anında kalktı. Şaşırdım, otomatik
birşeydi sanki. "Böyle yapmayı nerden biliyorsun?" dedim.
Karım gülerek, "Söylenmez böyle şeyler. Keyfine bak sen!"
dedi.
Hem tek parmağını göt deliğime sokup
çıkartıyordu, hem de sikimi emiyordu. Çok dayanamadım
ağzına boşaldım karımın. Hayatımda ilk kez
arka arkaya bu kadar çabuk iki kez boşalmıştım. Müthiş
bir rahatlamaydı. Şükrettim doğru kadınla evlenmişim
diye...
Sabah olunca karıma, "Peki, eniştemin tüm bunlardan
haberi yok. Ya seninle birlikte olmayı kabul etmezse?" diye sordum.
Karım da, "Aşkım böyle şeyler teklif edilmez ki,
yaşanır. Zorlayarak olmaz, zaman ister, sen onu bana bırak bir
tanem. Bizim için, senin için herşeyi yaparım, merak etme o iş
bende. Bu akşam enişten bize gelecek, biliyorsun, sen çok belli etme
yeter!" dedi. İçim çok rahatlamıştı, bu konu bir
aksilik olmadan çözülecek diye...
Akşam için karım hem yemek yapmış hem de makyaj
yapmıştı. Güzel yüzü sadece güzel değil, çok sexy
görünüyordu. Uzun bir eteği vardı, bizim evde şehir
yaşantısı pek olmadığı için öyle sexy
kıyafetler yoktu. Uzun eteğin üst tarafından
aşağı doğru 5-6 düğme vardı. Düğmelerin
üstten 2-3 tanesi açıktı, oradan teni görünüyordu. Üzerine de ince
bir kazak giymişti, ama içinde sutyeni yoktu. Kazak olduğu için meme
uçları biraz belli oluyordu. Ama hareket ederken kazak içinde yuvarlak
güzel memeleri şahane sallanıyor, sutyensiz olduğu
anlaşılıyordu...
Akşam saat 8 gibi de eniştem geldi. Karımı görünce,
"Ooo çok güzel olmuşsun Nilgüncüğüm!" dedi. Eniştem,
1.80 boylarında, biraz göbekli, 90 kilo civarında, bana göre oldukça
iridir. Ama çok matrak, neşeli ve kendine güveni olan biridir.
Valiliğin servisini çektiği için çok üst kademe bürokratları da
tanır. Bu da onu karizmatik yapar.
Karım neşeyle, "Çok sağol abicim!" deyip eniştemi
yanaklarından öptü. Eniştem biraz şaşkın, "Ne o,
senin bu kocan hiç iltifat etmiyor mu sana? Bak Minik, kulaklarını
çekerim!" dedi. Karım sofraya doğru yürürken eteğinin
açık düğmelerinden çıplak teni görünüyordu. Eniştem de fark
etti. Arkasından baktı. Eniştem ilk kez karıma öyle
bakmıştı. Sofrayı kurduktan sonra karım yemekleri
servis yaparken, eniştem karımın kazak içinde sutyensiz memelerini
de fark etmişti.
Karım yemekten çabuk kalktı, "Az yiyeceğim
artık, kilo vermem lazım!" dedi. Biz sofradayken karım
karşımızdaki koltuğa oturdu. Koltuğa oturunca,
eteğinin açık düğmelerinden bacağının yan
tarafı külodunun hizasına kadar açıldı, süt gibi beyaz teni
görünüyordu. Eniştem bir yandan yemek yiyor bir yandan gözlerini
karımdan alamıyordu...
Yemekten sonra karım, "Tatlıları getireyim!"
deyince, eniştem de, "Ben bir tuvalete gideyim!" deyip
kalktı. Kalkınca, pantolonunun içinde kalkmış olan siki çok
belli oluyordu. Eniştemin karıma sikini kaldırması beni de
çok etkilemişti. Eniştem tuvalete gidince karımın dudaklarına
bir öpücük kondurup, "Aşkım harikasın. Çok fena oldum, seninle
yatmak için sabırsızlanıyorum!" dedim. Karım
kıkırdadı ve "Hoşuna gitti mi miniğim?"
dedi. O sırada tuvaletin kapısı açılınca
konuşmayı kestik.
Eniştem tekrar yanımıza gelince
tatlılarımızı yedik. Kalorifer de çok
yandığı için ev sıcaktı. Karım, "Ben
çayları koyayım, o arada üzerimi değişeyim, çok sıcak
oldu!" dedi. Eniştem, "Ben de pijamamı giyeyim!" dedi.
Karım yatak odamızın kapısını kapatmadan
kazağını çıkartmıştı. Eniştem de
koridorda kendi odasına giderken karımı arkası dönük ve
sırtı çıplak olarak gördü. Karıma biraz bakıp beni
kontrol edince, ayıp olmasın diye bakmayı kesip odasına
girdi...
Birazdan karım üzerine bol tişört, altına bol
eşofman giyerek, eniştem de pijamalarıyla geri döndüler.
Karım yine sutyensizdi. Meme uçları çok belirgindi. Tişörtün bol
kolundan da memelrinin yanı görünüyordu. Salonda
çaylarımızı içip sohbet ettik. Eniştem hep karıma
bakıyor, pijamasından da kalkmış siki belli oluyordu.
Eniştem hem şakalar yapıyor, hem de karıma iltifatlar
yağdırıyordu. Karım da eniştemle birlikte kahkahalar
atıyordu. Pek benimle konuşmuyorlardı. Biraz kendimi
fazlalık gibi hissettim. Ama karım cinsel cazibesini sonuna kadar
kullanıyordu.
Gece 12'ye doğru uykum gelmeye başladı. Karım
gözüyle bana git anlamında işaret yaptı. Ben de anladım
durumu ve kalkıp, "Ben uyumaya gidiyorum, size iyi geceler!"
dedim. Eniştem de, "İyi geceler de, bu saatte yatılır
mı oğlum? Gerçi ablan birşeyler anlatmıştı
ama..." dedi gülerek. Karım da güldü ve "Aman abi, o benim
miniğim, kalbimin tek aşkı o!" dedi. Eniştem de,
"Miniğinden bu gece de sana fayda yok, baksana bu saatte yatmaya
gidiyor!" deyip gülmeye başladı. Benim yüzüm kızardı
sanırım, ama duymazdan gelip, "İyi geceler!" dedim tekrar.
Karım da, "İyi geceler aşkım, yatmadan önce yatak
odamızın kapısını kapat!" dedi. Hasan abi bunu
duyunca karıma farklı bir bakış attı. Artık
karımı bir akraba, kardeş veya yeğen gibi görmüyordu, sevişilecek
bir kadın olarak görüyordu.
Yatak odamıza gidince kapıyı kapattım, ama
aklım karım ve eniştemdeydi. Çok da tahrik olmuştum, bütün
gece karım bize vücudunu sergilemiş, verdiği manzaralarla
eniştemin sikini kaldırmıştı. Ayrıca
karımın yatakta benden tatmin olmadığını
eniştem de biliyordu. Benim de küçük sikim kazık gibi olmuştu.
Kulağım salondaki seslerdeydi. Yarım saat kadar daha
gülüşmeleri geldi. Sonra sesler kesildi. Hiç ses gelmiyordu artık.
Sikişiyorlar mıydı anlayamadım. Çok merak ettim,
kapıyı açıp bakmak istedim, ama gecenin sessizliğinde kapıdan
çok ses çıkacak diye cesaret edemedim...
Yaklaşık 10 dakika sonra eniştemden, "Oooaaaahhh!"
diye bir ses geldi. Tam anlamadım, ama sanırım boşalma
gibiydi. Ben boşalırken hiç ses çıkarmam, o yüzden
anlayamadım tam olarak. Birkaç dakika sonra banyonun kapısı
açıldı. Ardından eniştemin odasının
kapısının kapanma sesi geldi. Ben de yatak odamızdan sessizce
çıktım, koridora baktım. Eniştem kapısını
kapatmıştı, odasının lambası yanıyordu, az
sonra lamba sönünce ben banyoya bakmaya gittim. Banyonun kapısı
açıktı, karım banyodaydı, üzerinde tişörtü yoktu, yani
üst kısmı çıplaktı, ama altında eşofmanı
duruyordu. Lavaboda ağzını çalkalıyordu karım. Üst
kısmı çıplak halde çok hoş görünüyordu karım. Lavabonun
aynasından göz göze geldik. Dudağındaki ruj yanaklarına
kadar bulaşmıştı. Gözündeki rimeli hafif
akmıştı.
Yanına yaklaşıp, kısık sesle, "Ne oldu?"
dedim. Karım bana dönüp, "Ne olmuşa benziyor?" dedi
gülerek. "Sikti mi seni?" dedim. "Böyle mi sorulur? Yok, yapmadı!"
dedi. "Eee?" dedim. Karım da, "Sana yaptığım
gibi, ağzıma boşaldı!" dedi. "Ha o ses oydu demek
ki!" dedim. "Evet aşkım!" dedi ve beni öptü
dudaklarımdan, az önce eniştemi boşalttığı
dudaklarıyla. Eniştemin karımın ağzını
sikmiş olması beni çok tahrik etti. Karıma, "Gel
yatalım!" dedim, hızlıca yatağa götürdüm.
Odamızın kapısını özellikle açık
bıraktım. Karım çıplak soyunup yatağa girdi. Hemen
bacakları arasına yerleştim. Sikmeye başladım
karımın amını. Bir yandan da sordum, "Nasıldı?"
diye. "Güzeldi!" dedi karım. "Büyük müydü siki?"
dedim. Karım, "Sen benim miniğimsin, miniğimi kimselere
değişmem!" dedi. "Yani?" dedim. "Yanisi,
enişten güçlü bir erkek. Kıyaslatma bana, moralini bozma!" dedi.
"Peki sence eniştem o kadına gitmeyi bırakacak mı?"
dedim. "Hiç merak etme!" dedi karım ve ben onu sikerken yine
parmağını götüme soktu. O anda boşalmaya başladım
ve ben de, "Oooaaahhh!" diye bağırdım eniştem duysun
diye. Eniştem karımın ağzını sikmiş,
karım bundan rahatsız olmamıştı. İşin
aslı ben de çok tahrik olmuştum ve çok güzel
boşalmıştım. O rahatlamayla hemen uyudum...
Sabah olunca karım iç çamaşırsız olarak
evlendiğimizde giydiği geceliği giydi, mutfağa gitti.
Kahvaltıyı hazırlayınca eniştem de geldi. Gecelikten
karımın memeleri, amı, götü, heryeri belli oluyordu. Eniştem
karımı dudağından öperek, "Günaydın!" dedi.
Benim de yanağımdan makas alıp, "Günaydın minik!"
dedi. Kahvaltımızı yaparken eniştem masanın
altından karımın bacaklarını okşadı, arada
bana bakarak. Kahvaltıdan sonra da işe gitmek için
ayakkabısını giyerken, "Aman Seval ablanıza söylemeyin
bunları!" diye tembihledi. Karım, "Söylemeyiz abiciğim,
merak etme!" dedi. Eniştem, "Bak halen abi diyor!" dedi. Karımın
götünü avuçlayıp dudağından öperek, "Akşama
görüşürüz!" deyip çıktı evden. Eniştem gidince, karıma,
"Artık eniştem o kadına gitmez herhalde?" dedim. Karım
da, "Sen merak etme, o iş bende dememiş miydim?" dedi gülerek
:)
(Mustafa)
Bu hikayenin şimdiye kadar yayınlanan bölümleri: Karımda Ne Orospuluklar Varmış!
18+ YASAL UYARI:
Fantastik Seks Hikayeleri sitesi 18 yaşından büyükler için Seks Hikayeleri içermektedir.
18 yaşından küçük iseniz veya bulunduğunuz ülkede Fantastik Seks Hikayesi okumak
kanunen yasak ise, bu siteyi derhal terkediniz!
ÇEREZ (COOKIE) POLİTİKASI:
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır.
Bu siteye giriş yaparak çerez kullanımını kabul etmiş sayılıyorsunuz. Daha fazla bilgi.
Powered by w3.css
Copyright ©
All rights Reserved. The Netherlands. Contact E-Mail: