Çok Hızlı! (16) (Orhan 36 Y., Bursa)
Koruparktan
çıktığımızda Nur çocuklar gibi şendi.
Arabanın bagajı ve arka koltuğu çantalarla doluydu. Arabayı
Mudanya'ya sürdüm. "Biraz meze, balık, rakı içer misin?"
dedim. "Hiç içmedim hayatımda, birkaç kez bira ve votka içtim, ama
rakı denemedim!" dedi. "Alışırsın!" dedim.
Yarım kadeh zorla içti, "Acıymış!" diye diye. Saat
14:30 civarı, "Hadi kalkalım!" dedim.
Arka sokağa
ev girişine çektim arabayı. "Neresi burası? Büro diğer
sokakta ya?" dedi. "Arka giriş!" dedim. Çantaları zor
zar aldık. İçeri girip ev ortamını görünce, "Aaaa!"
dedi. Çantaları bıraktık. "Neresi burası?" dedi tekrar.
"Dinlenme bölümü, işlerden bunalınca buraya kaçarım.
Şimdi elbiseleri deneyeceksin, ben orada tam bakamadım!" dedim.
İç çamaşırlarından alt üst deri G-String, dantelli diz üstü
çorap ve jartiyeri çıkardım. Siyah dar mini eteği ve beyaz bir
gömlek çıkarıp uzattım. "Al bunları giy gel yan odada.
Saçlarını da topuz yap!" dedim. "Yaaaa, burda mı?"
dedi. Çantasını da alıp odaya giderken, "Yarın giyerim!"
diye gülümseyerek naz ediyordu.
5 dakika sonra
geldiğinde makyaj bile yapmıştı. O içeride ilk elbisesini
denerken yandaki Optikciden aldığım numarası 5 ayrı
renkteki gözlüklerden siyah olanı çıkarıp gözüne taktım. Gömleğinin
üstten 2 düğmesini açıp, parmağımı boynundan çatala
doğru nazikçe sürtüp, "İşte şimdi muhteşem oldun!"
dedim. Karşısına geçip oturdum. "Otur!" dedim ona da
karşımdaki koltuğu işaret edip. O kadar güzel ve sexy oldu
ki, seyrederek boşalabilirdim.
İki dakika
sonra, "Ya alışık değilim ya, altımdaki çok
rahatsız etti!" dedi. "G-String giymez misin hiç?" dedim. "İlk
kez giydim." dedi yarı mahçup, sonra da, "Eee, yarın ne yapacağım,
böyle giyinmemi istediğine göre alışmam gerekecek!" dedi. "İstersen
giymezsin!" dedim. "Oldu, senin yanında, herkesin içinde
külotsuz mu dolaşayım?" dedi gülerek. Omuz silktim.
"İki
bira alsana dolaptan!" dedim mini buzdolabını gösterip. "Sen
beni sarhoş etmeye mi çalışıyorsun?" deyip gülerek
biraları açıp getirdi. "Gerek var mı?" dedim. Omuz
silkti. Elinden tutup kucağıma oturttum ve "Sen çok güzel bir
kadınsın!" dedim. Çenesinden tutup kendime çektim.
Kafasını geri çekti ve "Dün içeri girip seninle
tanıştığım anda öyle bir çekim hissettim ki,
keşke Güzin'in yerine ben çalışsam burda dedim. Akşam Güzin,
Yarın gel Orhan seninle konuşmak istiyor dediğinde, bu adamla
çalışırsak kesin birlikte oluruz dedim, ama ilk günden
beklemiyordum!" dedi.
"Sen kapıdan
girdiğinde dün, hem de dış kapıdan, nefesim kesildi!"
dedim. "Ben kocamı hiç aldatmadım, aklımdan bile geçirmedim,
ta ki dün seni görene dek. Ben hayatımda, ilk lise çağında
merakla yaparsın ya arkadaşlarından duyup, bir kez
yapmıştım masturbasyon, ama dün burdan gittiğimde direk
yattığımız
odaya girip elimi amıma attım, bağırmamak için
dudaklarımı ısırarak orgazm oldum!" dedi.
Dudaklarını dudaklarıma çektim. Öyle
ihtiraslı değil, romantizmle öpüşüyorduk. İşte, Çiğdem'den
sonra yine aşık oluyordum. Bu da elimden kayıp
gitmez umarım dedim içimden. Öpüşmeler devam ederken kucaklayıp
yatağa uzattım kolları boynumda. Hiç acele etmeden öpe öpe
soyduk birbirimizi, alnından ayak parmaklarının ucuna dek öpüp
kokladım. Sonra da yüzüstü çevirip ensesinden topuklarına parmak
uçlarımı dolaştıra dolaştıra öpüp yaladım.
Çok hafif
kıllıydı amı. Bacaklarının arasına
kafamı gömdüğümde misler gibi parfüm kokuyordu.
Kokladığımı görünce, "İçeride giyinirken parfüm sıktım!"
dedi kıkırdayıp. Saçlarımdan tutmuş amına
bastırıyordu kafamı, ben amcığını dilimle
sikerken. Doya doya suyunu içtim. Hırıltılı sesler
çıkarıyor, "Baştan çıkardın beni, ilk günden
kadının oldum, köle olurum ben sana!" diye inliyordu
fısıltılı bir sesle, sanki konuşmasını sevip
sevmediğimi bilmediğinden tereddütle. Belki yarım saat yaladım
amını. İnleye inleye saçlarımı okşarken, "Sevgilim,
Orhanım!" lafları arasında orgazmları titreme
şeklinde önce vücudunun üst kısmı sallanmaya başlıyor,
sonra kafasını sağa sola atıyor, sonra da
kalçalarını aşağı yukarı yatağa vuruyordu.
Bunu o yarım saatte 2 kez yaptı.
Yanına
yastığa başımı koydum ve "Hayatımda suyunu
içtiğim en güzel amcık bu!" dedim. Beni sırtüstü itip
üzerime çıktı, eliyle yarağımı tutup amına
yerleştirip üstüne oturdu. İkimizden de öyle derin bir, "Ohhhhh!"
çıktı ki, kesin büroda Güzin duymuştur diye düşündüm.
Yavaş ama sexy hareketle yarağımın üzerinde oturup
kalkarken ellerimiz birbirine kenetlenmiş göz göze sikişiyorduk.
Sadece dudaklarını kemiriyor, arada gözleri kayıyor, ama o sakin
hani hiç bitmesin dercesine sevişmemizi devam ettiriyordu...
Ne kadar sürdü
bilmiyorum ama, yorulmaya başladığı belli oluyordu. İçinden
hiç çıkmadan çevirip altıma aldım. Köklemeye ve hızlı hızlı pompalamaya
başladım. "Off aşkım, off Orhanım, offf işte
dün tam da bunu düşünüp boşaldım, sik aşkım, daha
hızlı, daha sert!" diye inliyordu. Sanki az önceki masum yavaş sikişen çift biz değildik. Ben de, "Dünden
beri bu anı hayal ediyorum, akşamdan beri başka bir şey
düşünemedim!" diye fısıldıyordum kulağına...
Boşalmak
üzere olduğumda, "İçine mi aşkımm?" dedim. Evet,
haplıyım!" dedi. Hani aylardır sevişmelerimizi
anlattım ya, yok böyle bir şey, eminim beynim bile uyuşup
aktı, sikimin kafasından ruhum boşaldı. Kollarım
titredi, üstüne yığılacaktım kenara zor attım kendimi.
Dönüp direk sarılıp koltuk altıma girdi. Seksten sonra bir süre
kadına dokunmak istemez ya binlerce erkek, ben de genelde öyleydim, ama
Nur'u içime sokacaktım o an, sımsıkı sarıldık.
Diğer kadınların hepsini unuttum o an, "Sen
muhteşemsin!" dedim, burnuna küçük bir öpücük kondurup.
"Hepsinden de
iyi miyim?" dedi. Şaşkınlıkla baktım yüzüne. "Güzin
dün herşeyi anlattı bana, bu tür şeyleri
yapmadığımı, aldatmaya, aldatılmaya karşı
olduğumu bildiği için, bak burası böyle diye anlattı.
Baştan çok acayip geldi, tiksindim, ama yine de senin çekimine
karşı koyamayıp kabul ettim! Sakın ona kızma, biz
liseden beri birbirimizden hiçbir şey gizleyemedik. Bana seni telefonda
söylemişti zaten, ama diğerlerini dün öğrendim!" dedi.
Ben de dün
Güzin'in (Vermez!) deyişini hatırlayıp, meğer hatunu
hazırlamış bile orospu dedim içimden. Elimi yanaklarına
götürüp gözlerinin içine bakarak, "Seni onlarla aynı kefeye
koymuyorum, senin yerin ayrı, sen sadece benim olacaksın, bunu onlara
uygun bir dille anlatırım ben!" dedim. Nur, "İyi de
içeride ne yaptığınızı bilirken nasıl
duracağım dışarıda?" dedi. "Bilmiyorum, ama
şu an sadece bana ait olmanı istiyorum, sen beni paylaşmak
zorunda kalacaksın, ama kıskanma, bu da işin bir parçası
gibi düşün!" dedim.
Nur, "Sana
bir şey söylemem gerek!" dedi. "Hiçbir konuda gizlimiz
saklımız olmayacak, rahat ol, tamam mı?" dedim. Nur, "Refik,
kocam, işe başlamamı istemiyor aslında, yakında
Konya'ya döneriz diyor, bir iş kovalıyorum olursa borçları kapar
dükkanı açarız diye tutturdu!" dedi. Gülümsedim ve "Gönderirsin
gider! Bak seni buldum, bırakmam, ona göre!" dedim.
Sımsıkı sarıldı, "Ben de aşkım!"
dedi. Biraz hayal kurduk. Sonra, "Sen geç kalmadan üstünü değiş
git, yarın gelir (gizli geçidi gösterdim), burada üstünü
değiştirir, işbaşı yaparsın!" dedim. "Tamam
aşkım!" dedi sımsıkı sarılıp,
öpücüklere boğup, kalkıp giyinmeye başladı. Kendi
kıyafetlerini giyip, kapıda dudaklarımı kemire kemire öpüp,
"Gitmek istemiyorum ama!" diye diye gitti.
Saat 17:30'du.
Giyinip büroya geçtim. Güzin, "Nur nerde?" dedi. "Sabah
işbaşı yapacak. Ben çıkıyorum, sen de dilediğinde
kapat çık!" dedim. Doğru Emlakçı arkadaşa gittim.
Balat, Bademli ve Beşevler üstünde 3 yerde söylediği gibi üç arazi
vardı. Üçünün de yerlerini, belgelerini, fotolarını, fiyatlarını
aldım. Saat 19:00'da evdeydim. Yemekten sonra Behiye ablaya mesaj
atıp, "Araziyi buldum, bize kadar gelsene!" diye aradım. 10
dakika sonra kahveler eşliğinde tüm evrakı yayıp laptoptan
da uydu görüntüsünü açtığımız arazilere baktık. Behiye
ablanın bir eli masa altından habire bacaklarımı
okşuyor, sikime dokunmaya çalışıyorken, Misi yolundaki 150
dönümlük araziyi beğendik. "Pahalı ama!" dedim. "Ulan
öbür tarafa mı götüreceğiz bu kadar parayı? Hem sen üstüne
villaları dikince çok daha pahalı olacak!" dedi Behiye abla, karım
gevrek gevrek gülerken.
Karım
çocuğa bakmaya gidince, Behiye abla yarağımı avuçlayıp,
"Yeni hatunu siktin mi bugün koçum?" dedi usulca. Gülümsedim. "Şeytan
tüyü var lan sende!" dedi. Sonra karıma seslenip, "Kızım,
kutlayalım bunu, ne var ne yoksa yığ bakalım dolaptan!"
dedi. "Ben hazırlayayım!" dediğimde yarağımı
bastırdı. Elimi tutup masa altına soktu.
Sıyırdığı bol ve uzun eteğinin altına
amcığının üstüne koydu ve usulca, "Bağırttırma
ama, yakalanmayalım!" dedi. Parmaklarımı içine soktum o
sırada mutfaktan tabak çanak sesleri geliyordu. Parmaklarım çalışırken,
"Ha bak bu güzel, evet!" diye laptopun ekranını gösteriyor,
ben mouse ile, "Burası mı?" dedikçe, "Hah tam
orası!" diyor, diğer eliyle de yarağımı
sıvazlıyordu şortun üstünden. Karım mutfaktan
çıkınca direk karşıdan geleceği ve masada da örtü
olduğundan rahattık...
Sonra birkaç villa
fotosu açtım. Tam ikinci fotodayken, Behiye abla, "Ohhhhh, bak bu çok
güzel!" dedi. Karım mutfaktan kafayı uzattı ve "Ne o?"
dedi. "Villa!" dedim. "Kapatmayın, geliyorum az sonra!"
dedi. Behiye abla da, "Tamam kızım, tamam açarız!"
dedi gülerek. Rahatlamış halde koltuğa geçti. Ben de iki dakika
sonra yarağım inince mutfaktan malzemeleri almak için kalktım. Masayı
kurduk. 4 tane bardak getirdi karım. Behiye abla atladı, "Sen
içmeyecek misin gelin kız? diye. "Abla çocuk emziriyorum!" dedi
karım. "Yok mu pompan, çek koy biberona!" dedi Behiye abla.
Karım, "Ay doğru valla!" deyip yatak odasına gidince, Behiye
abla ayağıyla topa vurur gibi yapıp, usulca, "Şutla
bunu, şutla!" dedi...
Karım
villaları duyup görsellere de bakarken, sevinçten ne
yaptığını bilmeden 2 kadeh rakı içti yarım saat
içinde. "Ben kıza bakayım!" deyip yatak odasına
yalpalaya yalpalaya giderken biz devam ettik. 10 dakika sonra Behiye abla, "Sızdı
sanırım seninki! Bana geçelim! Kasadan para verecek diye yaz senin
meşhur kağıtlarına!" dedi. Karımı kontrol
edip çıktık. Avuçladığım götünü kıvıra
kıvıra Behiye ablaya geçtik...
"Ne
zamandır başbaşa sikişemedik aslanım, şimdi beni
nasıl istersen öyle evir sik, böyle çevir sik!" dedi.
Rakının etkisiyle gevşek gevşek ama piston gibi siktim
amcığını. "Aslanım benim, oh, oh, oh, sok
amıma, acıma sok kanırt!" diye inliyordu. Bense asıl
sikmek istediğim, ya da sikmesem bile sarılmak istediğim
kadın Nur varken, hıncımı Behiye abladan
çıkardım. "Şimdi de final!" dedi daha dinlenmeme
fırsat vermeden domalıp, götünü yarağıma dayadı.
Kıvıra kıvıra götünün arasına sürte sürte tekrar
kaldırdı yarağımı. Eliyle hizalayıp aldı içine. Daha 5 dakika önce boşaldığım için pompalamaya devam
ettim. Arkadaşın ilaç süpermiş diyordum içimden...
Behiye
ablanın kalçaları resmen kıpkırmızı olmuş,
neredeyse kanayacaktı tokatlarımdan. Uzanıp çekmeceden o kara
taşaklı vakumlu yarağı aldı. İlk Güzin'e
sokmuştu onu bu evde aylar önce. Amcığına sürtüyor, arada
kafasını içine sokuyordu. Ama ben habire götüne pompalıyordum. Kasıla
kasıla orgazm oluyor, ama yeter demiyordu orospu. Belki yarım saat
pompaladım götüne. "Gel, ağzıma boşal!" dedi.
Ağzına boşaldım. "Mmmmhhh!" diye diye yaladı
yuttu döllerimi...
"Yarın gidip
bakalım şu araziye!" dedi. Oysa ben yarın tüm gün Nur'u
karşıma alıp akşama dek onu seyretmeyi planlıyordum.
[Orhan]
« Çok Hızlı Tüm Bölümleri
|