Çok Hızlı! (13) (Orhan 36 Y., Bursa)
Sabah
kalkınca da cenazem olduğunu söyledim Genel Müdürlük'teki müdürüme,
izin aldım. Sabah gidip cenaze işlemlerini hallettim. Behiye sadece
arabada oturup, bana her gittiğimiz yerde bir tomar para verip, iş
hallettiriyordu. Mezarlıkta kazacak elemanlara 100'er dolar vermemi
söyledi. "Manyak mısın, tüm mezarlığı
başımıza mı toplayacaksın?" deyip, cebimden 3
kişiye birer paket sigara parası verdim. Sela okuyacak hocaya da para
verdirdi, para saçıyordu sevincinden. Eve gittik, helallik verdik
kapı önünde. Adamın cenazesini 20 kişi gömdük,
hafızları falan ayarlamıştım. Lahmacunu söyledim,
ayranı, şekeri, her işe yetiştim. Çoğunu da telefonla
hallettim. Lokantacımı aradım. Akşam için 20 kişilik
yemek söyledim birkaç çeşit, kim ne yerse diye.
Cenazeden sonra
Behiye ablayı evine getirdim. Karım yanında kaldı, ben eve
geçtim. Birkaç kadın vardı içerde, gözüm kaydı, kadınlardan
biri Fatma idi. Kayınpederle oturduk. Bir saat sonra karım geldi. Çocuğu
emzirip, "Hayatım, Behiye abla birşeyler diyor?" dedi. "Evet!"
dedim. Kayınpeder, "Hayırdır oğlum?" dedi. "Baba
arabayı değiştirdim ben, biraz param vardı, benim arabayı
verdim, biraz da kredi çektim, yeni araba aldım!" dedim. "Hayırlı
olsun evlat! Hesap numaranı söylesene?" dedi. "Hayırdır
baba?" dedim. "Kenarda birikmiş 10.000 Dolarım var, geçeyim
hesabına, kapat kredi borcunu!" dedi. İçimden, (Ooooo iyi yere
tezgah açtık!) dedim. "Baba, birşey danışayım o
zaman..." dedim. Kaynanamla karım da geldi. "Behiye abla, dün
akşam hastanede ve bugün bu işlerde becerimi görünce bana iş
teklif etti..." deyip, detaylı bir şekilde anlattım.
Sikiş kısmı hariç :) Bunu yazılı bir sözleşme
haline getireceğimi, cayma bedeli diye her iki tarafı bağlayacak,
mesela 100.000 Dolar gibi bir rakam koyacağımı da belirttim.
Karım, daha
çok zamanım kalacağı için kabul etmemi istedi. Kayınpeder
de, "Bence de mantıklı!" dedi. Akşam yemekler
geldiğinde Behiye ablalara geçtik. Hacer teyze, Ümit, Güzin, Fatma, Dr.
Ahmet, Merve, karım, kayınpeder ve kayınvalide bir de merhum Mehmet
amca'nın ablası olan kadın vardı. Fatma'yı nerden
tanıdığını bilemiyordum. Ama Behiye abla
açıkladı, "Fatma'nın rahmetli kocası ile Mehmet
kadastroda beraber çalışırlardı, sonra emekli olunca da
beraber bir süre müteahhitlik yaptılar!" diye tanıttı tanımayanlara.
Masada 12 kişiydik 4 tanesi erkek, 8 tanesi kadın ve ben bu 8
kadından 5 tanesini sikmiştim :)
Ertesi sabah
herzamanki saatte işe gittim. İstifa dilekçesini yazdım. Behiye
abla ile yolda telefonla konuşmuştum, "İşi
bıraksam bile ihbar süresi var!" diye. "Kaç paraysa ver
parasını, hemen bırak işi!" dedi. İhbar
tazminatını hesaplayıp muhasebeye gidip makbuzla
yatırdım. Herkesle vedalaştım. Sevgi nerdeyse ağlayacaktı.
Ona usulca, "Manyak, daha serbest olacağız, rahat ol!"
deyince bir an gözleri parladı.
Öğlen eve
gittim. Karım Behiye abla ile konuşmuş. Behiye abla,
"Kızım siz gidin tatilinizi yapın, biz Orhan'la şu
ölüm veraset vs. işlerini halledeceğiz zaten, meşgul
olacağız!" demiş. Kayınpeder de yazlıktaki okey
arkadaşlarını özlemişti, toparlanıp yazlığa
gittiler. Ben de merhum Mehmet amcanın ablası olan 80
yaşındaki kadını evine götürdüm. Kadın yolda, "Bu
behiye çok çekti bizim huysuzdan, azıcık rahat etsin bari garibim!"
dediğinde hayret ettim.
Geri dönerken
Fatma'yı aradım. "Buyur kocacığım!" diye
açtı telefonu. "Geliyorum!" dedim, "Tamam!" dedi. Yine
değişik birşeyler giymişti. Üzerinde bustiyere benzer
kadife bir sütyenimsi ama göbeğe doğru inen kumaşı olan
(ilk kez görmüştüm), altında yine siyah deri gibi bir G-String
vardı. "Kocacığım gelmiş!" dedi. Rolünü
sevdiğimi bilerek, "Ama pezevengim bugün yok, spaniyi ben
alacağım!" dedi. Çıkarıp 100 Dolar koydum Portmantoya.
"Oooo, başka müşteri almam bugün!" dedi. Hemen sikişe
başladık. Amından ve götünden siktim. Bana, "Orospunu sen
sat, pezevengimden memnun değilim, yeterince müşteri bulamıyor,
bu amcık yaraksız kalıyor!" diye diye boşaldı ve
boşalttı...
Fatma'yı
oturttum karşıma, birer sigara yaktık. "Anlat bakayım
Mehmet amca ile kocanı!" dedim. "Haa, beraber kadastroda
çalıştılar, sonra da bu binayı yaptılar, binanın
bu benim oturduğum kısmı benim, karşı daireler
yukarı kadar Behiye'lerin, aşağıdaki dükkanlar da
aynı. Kocam Mehmet'in birkaç yamuğunu yakaladığı için,
bana bukadar yeter deyip ortaklıktan ayrıldı. Mehmet devam
etti!" dedi. Ben de olayı anlattım ve "Behiye abla
işlere yetişemiyormuş, onun için çalışmamı
istiyor!" dedim. "Oooo desene kervana o da katıldı!"
diye gülmeye başladı. "Yok be!" dedim. "Hadi
hadi!" dedi, sonra da, "O kadın çok tehlikelidir, ama
tuttuğunu da çok tutar. Gerçi kadın çok çekti Mehmet abiden, o yüzden
ne yapsa hakkıdır!" diye de ekledi. Herkes seviyordu Behiye
ablayı demek ki.
Sevgi de, Fatma da
bahsetmemişti daha önce, ama Sevgi Fatma'nın
kiracısıydı. Fatma'nın anlattığına göre,
Mehmet amcanın ablası çok zengin bir adamla evliymiş, bir
oğlu varmış, o da ticaret yaparmış, ama 3 yıl
önce Yatıyla açılmış Gemlikten, Mavi yolculuğa
çıkıyormuş, Yat batmış, kurtulan olmamış.
"Hatice teyze birdenbire çöktü bu olaydan sonra, kocası da 6 aya
kalmadı kahrından öldü. Şimdi onun malını mülkünü kim
idare ediyor bilmiyorum, ama duyduğuma göre Behiye'deymiş
vekaletler!" dedi. Fatma'ya teşekkür edip çıktım ordan...
Kendi evime
geldim. Behiye ablanın zilini çaldım. Kapıyı açınca,
"Muhittin burda!" dedi. Ama ikisi de giyinikti. Muhittin'e, "Sen
git aşkım, bizim iş konuşmamız lazım, ben sana
geleceğim en kısa sürede!" dedi. Koridorda eline sarı bir
zarf verdiğini gördüm.
Muhittin gittikten
sonra, bir muhasebecinin adını ve telefonunu verdi ve
"Şimdi bu yavşağı aradım, senin evrakları
alacağını söyledim. İlk önce öyle bir yer bulacaksın
ki, ön tarafı büro olacak. Nasıl halledersin bilmem, arka tarafı
tam teşekküllü daire olsun ki, misafirlerini ağırlayabilesin.
Aradan gizli bir kapı yaptır, ama dairenin asıl giriş
kapısı arkadan olsun, iki taraf ta birbirini görmesin, iki
tarafında da park yeri olsun. Gerekirse arsa bul ve inşa ettir, ama
çok hızlı davran, kaç para gerekirse harca!" dedi.
Sonra kalkıp,
beni yatak odasına götürdü, kasayı açtı. 100.000 Dolar
çıkarıp verdi. "Kasanın şifresi bu, ne kadar
lazımsa gelir alırsın!" dedi, evin anahtarını da
verdi ve "Bir de genel vekalet çıkartalım sana!" dedi.
Hatice teyzeyi sordum. "O işler sonra, önce kendimizinkiler, sonra
onu da anlatacağım. Nerden duydun?" dedi. "Senin
Fatma!" dedim. "Benim Fatma, aaaa! dedi. Kadınla her hikayeyi
anlatmıştım, ama yerini yurdunu söylememiştim. "O
yapmazdı! Ona kaç kez dedim kocası ölünce, bulalım sana birini
diye, ama kabul etmedi!" dedi. Ben de gülerek, "Ama ben
yaparım!" dedim. "Beni Muhittin'e götür şimdi!" dedi.
Götürüp bıraktım.
Aklıma Sevgi
geldi, "Yalnız mısın?" dedim. "Fatma abla
var!" dedi. "Daha iyi, geliyorum!" dedim. Birkaç bira
aldım. Gidip Fatma ile Sevgi'yi evire çevire siktim. Bu kez onlar beni
Jigolo olarak kiralamış rolü oynadılar ve gündüz
bıraktığım 100 Doların üstüne bir 100 Dolar daha
alıp çıktım.
Ertesi gün
kalabalık olmayan bir yerde kiralık bir bina buldum. Bitişik
nizam, 2 katlı, çift daire bir binaydı. Anında istenilen
parayı verip kiraladım, tüm binayı satınalma opsiyonlu
olarak. Hemen mühendis arkadaşımı çağırıp, ne
istediğimi anlattım. Binanın iki tarafında da bahçesi
vardı, oraları açtırıp otopark planladık. Planda, binanın
giriş kapısının tersindeki dairenin dış
duvarlarını yere kadar indirip, o dairenin iki odası ve salonunu,
banyo tuvalet ve mutfağından oluşan bir büro, ileride lazım
olur diye üst kata da bir merdiven koydurttum arka odadan. Merdiven altına
bir dolap isteyip, arka odaya geçen gizli bir geçit koydurdum plana. Büronun ve
üst katının bina içine açılan kapısını iptal
ettirdim. Arkadaki daireyi de aynı şekilde altlı üstlü
planladık.
Mühendis
arkadaş ustabaşını çağırdı. Tüm yenilemeler
vs. kaç günde biteceğini sordum. 1 ay dedi, fiyat çıkardı.
"Gerkirse fazla adam çalıştırın, 10 gün sonra, yani 11.
gün sabahı gelir içeri girerim!" dedim. Paralarını
fazlasıyla vereceğimi söyleyip, çıkardıkları
rakamın tamamını avans olarak verdim. Usta, "Tamam abi bu
paraya!" dedi. Mühendis arkadaşa da izinler, hesaplamalar ve çizimler
için istediği parayı fazlasıyla verdim.
Akşam gidip
Behiye ablaya durumu aktardım. "Aslanım benim! Benim de sana bir
sürprizim var!" dedi. Az sonra kapının zili çaldı. Behiye
abla kapıyı açmaya gitti. "Abla beni çağırmışsın?"
dedi tanıdık bir ses. Behiye abla da, "Geç Güzin, geç!" dedi.
Güzin beni görünce kıpkırmızı oldu. Oturduk
karşılıklı. "Kalk hepimize birer kahve yap
bakalım!" dedi. Sonra telefonla birini arayıp, "Yarın
işin var mı? İyi, saat 10:00'da hazır ol, kapıdan
alırım!" dedi.
Güzin kahveleri
getirdi. "Güzin kızım, Orhan yeni bir işyeri açıyor,
benim işlerimi takip edecek büro olacak, oranın temizliğini
yapacak, Orhan olmadığında çekip çevirecek, ağzı
sıkı bir bayan personele ihtiyacı olacak, sen de kıt kanaat
geçiniyorsun, orda çalışmak ister misin? Çay kahve yapar, temizlik
yapar, telefonlara bakarsın. Sana ayda 500 Dolar da para. Kocana ne kadar
teklif ettiler dersin sen bilirsin. Orhan sigortanı da yapar. Ama üç
şartım var. Orda duyduğun gördüğün herşey orada kalacak,
kimseye bahsetmeyeceksin. Açılacaksın, Orhan orada giyeceğin
kıyafetleri sana temin eder. Son şartım da, ailen dahil kimse
ziyaretine gelmeyecek, kocan gelecekse bile aramadan gelemeyecek. Bunları
kocana nasıl anlatırsın bilmem!" dedi.
Güzin, "Abla,
Ümit zaten kapanmamı istemedi, ben baba evinde öyle gördüm diye
kapalıyım, o kolay dedi. Sır tutma konusunda
sıkıntı da olmaz. Diğer mevzuyu Ümit'e nasıl
açıklarım bilmiyorum..." dedi. O arada ben lafa girdim,
"Çok misafir gelip gidiyor, Orhan bey ve Behiye abla kişisel
misafirimin olmasını istemiyorlar dersin!" dedim. Behiye abla da
gülerek, "Şimdi paranın ve sigortanın yanı sıra,
Orhan istediği sürece rahat rahat da sikişeceksiniz! Şimdiden
avans ister misin? Hadi Orhanım al götür yatak odasına, ver
avansını orospunun!" dedi.
Güzin'in alıp
yatak odasına geçtim, fakat kapıyı kapamadım. Üst
kısmını soyup, cebimden çıkardığım
paraları sütyenine kıstırdım ve "Al sana geçenki
vizite ücretinin 4 katı!" dedim. Güzin sanki gidip staj görmüş
gibiydi, değme orospulara taş çıkarıyordu. Güzel bir sakso
faslından sonra sikişe başladık. Güzin sırtı bana
dönük halde yarağımın üzerine oturmuştu. Her oturuş
kalkışında göt deliği gözümün önündeydi. "Bana
bak!" dedim, dönüp baktı, ama harekete devam ediyordu. O halde
fotosunu çektim. Sonra orta parmağımı göt deliğine
geçirdim. "Ohhhhh!" diye inledi. O anda Behiye abla yatak
odasına geldi, çırılçıplaktı. Eğilip Güzin'i
dudaklarından öpmeye başladı. Sonra da elinde tuttuğu
simsiyah en az 30 cm'lik, taşakları da olan vakumlu yapay Zenci
yarağını Güzin'in ağzına uzattı. Bir eliyle de
Güzin'in göğüslerini okşamaya başladı...
Güzin
ağzında Zenci yarağını iyice ıslatınca da,
Behiye abla ağzından çekip bana uzattı, "Al bunu sok
orospunun götüne!" dedi. Güzin gözlerini faltaşı gibi açıp,
"Ama abla..." dedi. "Sus kız orospu! Vermedin mi
aslanım bunun vizitesini?" dedi gülerek. Parmağımı
çekip damarlı Zenci yarağını göt deliğine dayadım
ve neredeyse kafası dahil 4 parmak kadar soktum. Güzin öne doğru
fırlayınca yarağım amından flop diye çıktı.
Ama götüne giren girmişti. Behiye abla uzanıp yarağımı
Güzin'in amcığına yeniden yerleştirdi. Güzin, "Ahhh,
yırtıldı götüm, ama çok iyiymiş, offf!" diye hem
inliyor, hem orgazm oluyordu. Amındaki yarağımı hiç
kıpırdatmıyordum, ama Zenci yarağı neredeyse
yarısına kadar götünde çalışıyordu.
Güzin, "Offf,
bu nasıl zevk böyle!" diye inleye inleye orgazm olurken, ben de arada
kalçalarını tokatlıyordum. Güzin, "Ohhh, abla ben bu
yaraklara istediğimde sikilip, bir de üstüne para mı
alacağım? Abla ben üste verirdim!" deyip Behiye ablanın
dudaklarına yumuldu. "Teşekkür ederim abla, teşekkür ederim
Orhanım!" diye diye orgazm oluyordu. En sonunda bacaklarıma
yığılıp kaldı ve Zenci yarağı götünden
çıktı. Yarağımı amından çektiğimde,
bacaklarımdan yatağa devrildi, bayılmıştı.
Yaraktan bayılanı ilk kez görüyordum, ne yapacağımı
bilemedim. Behiye abla, "Boşver orospuyu, ayılır
şimdi, gel sen!" dedi, Güzin'in yanına uzandı,
bacaklarını baldırlarından tutup kaldırdı,
"Sok aslanım!" dedi. "Bunu mu, bunu mu?" dedim.
"İkisini de :)" dedi.
Güzin
ayıldığında, ben Behiye ablanın amındaki
yarağımı pompalıyordum, Behiye abla da alttan tuttuğu
Zenci yarağını benimle ters hareketle kendi götüne
pompalıyordu. Güzin'e, "Bak bunlar böyle yenir, öğren orospu! Aval
aval ne bakıyorsun, memelerimle ilgilen, hadi!" dedi. Güzin
uzanıp Behiye ablanın göğüslerini emmeye, ısırarak
somurmaya başladı...
Artık dayanamıyordum. Döllerimi Behiye
ablanın göbeğine doğru fışkırtırken, Behiye
abla Güzin'in kafasını tutup, Güzin'in yüzünü döllerime doğru
çevirdi, saçlarına ve yüzüne boşalmamı sağladı.
[Orhan]
« Çok Hızlı Tüm Bölümleri
|