Çok Hızlı! (4) (Orhan 36 Y., Bursa)
Karımla bir
anlaşma yapmıştık. İşe yeni girdiğim için
iş arkadaşlarımla daha iyi kaynaşayım ve ekip içine
kabul edileyim diye bir süre onlarla takılacaktım. O da zaten
kızımızı büyütmekle meşguldü. Sülaledeki ilk torun
olunca da, anası, babası, dedesi, ninesi hiç bitmiyor, sürekli
birileri oluyordu etrafında, benim yokluğum şimdilik
anlaşılmıyordu. O yüzden de rahattım.
Perşembe günü
Sevgi'ye, "Ben rakı içerim bira değil, rakımı
alır gelirim, siz ne istiyorsanız için!" dedim. Sevgi, "Rakı
mezesi bilmem ki ben!" dedi. "Kolay!" dedim ve internetten birkaç
meze tarifi çıkarıp verdim. "Birkaç şey de ben getiririm!"
dedim. Cuma akşamı saat 20:00 gibi arabamı kapının
önüne parkedip evlerindeydim. Sevgi yine o sarı elbiseyi giymiş, hem
üstten hem de alttan birer düğmeyi açık
bırakmıştı. Hafif makyaj yapmış, muhteşem
görünüyordu. Dar elbise kalçalarına yapışmış, G-Stringini
belli ediyor, göğüsleri birer füze gibi ileriyi gösteriyordu. Bacaklarına
bebe yağı sürerken foto yollamıştı akşam üzeri,
pırıl pırıl parlıyordu bacakları.
Kapıda
karşılarken yanında Hikmet olmasa oracıkta
saldırırdım. Hoşgeldin faslında gayet mesafeli
tokalaştık. Yemek masasının üzerinde tariflerini
verdiğim mezeler, ortada bütün bir tavuk, altında pilav vardı. Rakı
kadehleri hazırlanmıştı. Dikkatimi çeken, 3 tane rakı
bardağı, 3 tane de su bardağı vardı, demek ki onlar da
rakı içecekti. İyi ki 100'lük almışım dedim içimden...
Sohbet başladığında ilk yudumlarda Sevgi'nin de Hikmet'in de
yüzleri buruşmuş, rakıya alışkın
olmadıkları ortaya çıkmıştı. "Acı!"
dedi Sevgi. Ben de, "Birkaç yudum sonra tatlılaşır!"
dedim. Hikmet de, "Acı yoksa zevk yok :)" dedi. Adam Arap
atı gibi sonradan açılmış, ama şimdi boylarca fark
atmıştı :)
İlk
yarım saatte ilk kadehler bitti. İlk saatin sonunda ben ve Hikmet üçüncü
kadehleri bitirmiştik, Sevgi daha ikinci kadehteydi. Masaya otururken 'Orhan
Bey' idim, ama bir saatte 'Orhancığım' olmuştum. Fabrikadan,
havadan sudan konuşup gülüşüyorduk. Ama Sevgi birşeyler servis
etmek, ya da mutfaktan birşeyler almaya her kalkışında
sürekli kocasına da göstere göstere bana frikikler veriyordu. Ben bir
şey bilmiyordum ya (Hikmete göre), o yüzden çaktırmadan kaçamak
bakışlar atıyordum :) Yalnız hikmet'in şimdiden dili
gevşemiş (4 birada sarhoş olan adam 3 kadeh domuz
sıkısı rakıya iyi bile dayanmıştı),
hareketleri rahatlamıştı.
Dört kişilik
masada ben ve Hikmet karşılıklı otururken, Sevgi benim
sağımda, ortamızda oturuyordu. Ama misafir olarak benle
ilgilendiği için hafif bana dönük, kocası yan arkasında kalacak
şekilde oturuyordu. Bir ara Hikmet'in sol elinin, Sevgi'nin de sağ
elinin masanın altında olduğunu farkettim. Hareketlerden
Hikmet'in Sevgi'nin bacağını
okşadığını, Sevgi'nin de kocasının
yarağını avuçladığını anladım...
Sevgi, "Ben
soğuk su alayım!" diye kalktı masadan. Ardından Hikmet,
"Abi ben de buz getireyim!" deyip mutfağa yollandı. Benim
duymamı ister şekilde Sevgi'nin sesi geliyordu, "Offf yapma
kocacığım, içerde Orhan duyacak!" diye. Hikmet'in de,
"Çok fenayım, biraz sürteyim kız dur!" diyen
kısık sesi geliyordu. Kikirdeşmeleri sürerken, mutfak
kapısına gittim ve "Tuvalet nerede arkadaşlar?" dedim.
İkisi de toparlandı, ama tam da değil :) Tuvalette 5 dakika
oyalanıp çıktım, onlara zaman vermiştim. Kapı sesiyle
toparlanmaya çalıştılar, ama Sevgi'nin elbise düğmesi hem
alttan hem üstten birer tane daha açılmış, sadece göbek
kısmında 2 düğme tutuyor, sağ göğsü sütyenden
çıkık dışarıdaydı. Mutfak kapısına
dayanıp, "Rakı fena azdırdı herhalde, ben sizi
yalnız bırakayım da tadını çıkarın!"
dedim gülerek.
Sevgi Hikmet'in
elinden tutup bana doğru yürüdü. Diğer eliyle de benim elimi tutup,
bizi yatak odasına götürdü. Biz karşılıklı dikilirken,
Sevgi aramıza diz çöktü, fermuarlarımızı açıp
yaraklarımızı dışarı çıkardı. İki eliyle
iki yarağı sıvazlarken, kafasını kaldırıp,
en sexy ve şuh haliyle, kocasına, "Aşkım beni birlikte
siker misiniz?" dedi. Ben soran bir yüzle Hikmet'e baktım, Hikmet de
gözlerine far tutulmuş tavşan gibi bana baktı, ama
karısının yarağını sıvazlarken verdiği
zevk sanırım herşeyi unutturdu, devam et der gibi gözlerini
kapadı. Sevgi ayağa kalkıp, "İzin verdiğin için
teşekkür ederim!" deyip kocasını dudaklarından öptü. Sonra
da bana dönüp, "Orhancığım, kocamın izniyle beni
sikmek ister misin?" deyip dudaklarıma yapıştı.
Dudaklarımız
nefessiz birleşip, dillerimiz tanıdık hareketler yaparken, kalan
2 düğmesini de açtım, Hikmet de karısına arkadan
yanaşıp elbiseyi çıkardı. Sevgi kalçalarını geri
çıkarıp kocasının yarağını kalçaları
arasına aldı. Benimle öpüşmeye devam ederken de eliyle
yarağımı ve taşaklarımı okşamaya devam
ediyordu. Uzanıp sütyenin kopçalarını açtım. Kollarından
küçük hareketle düşürdüğünde sütyen aramızda
yarağımı okşayan elinin üzerine düştü. Kocasını
kalçasıyla itip domaldı ve kocasına, "Aşkım sok!"
deyip, yarağımı ağzına aldı. Hikmet karısının
külodunu yana çekip amcığına soktuğunda da, Sevgi benim yarağımı
yalayıp yutmaya başladı. Pørnø filmde gördüğü gibi, hem
yalayıp grıtlağına kadar alırken elleriyle de
okşamaya devam etti...
Ağzı
dolu olmasına rağmen çıkardığı zevk sesleri
adamı kendinden geçirmeye yetiyordu. Ahlar Ohlar hepimizin
dudaklarından dökülürken, Sevgi, "Sikin kocalarım,
ağzımı, amımı, götümü, tüm deliklerimi doldurun!"
diye inliyor küçük çığlıklar atıyordu. Hikmet çoktan
karısının amına boşalmıştı bile. (Ben evden
çıktığımda bir adet daha önce de performans için
denediğim ve müthiş verim aldığım bir bitkisel ilaçtan
yutmuştum). Sevgi yarağımı bırakıp kocasına
döndü ve yarağının ucundaki dölleri yalayıp, "Götüme
sok o güzel yarağını Orhanım!" diye inledi. Hikmet'in
gözler faltaşı gibi büyümüştü, karısının
nasıl bu kadar açıldığına şaşırmıştı.
Sevgi, "Ne oldu aşkım, kızlığımı sen
bozdun, götümün kızlığımı da yeni kocam bozsun!"
dedi. Sevgi, tüm ortama tek başına hakim olmuş, kendini
kaptırmış ve bir şekilde yıllar sonra gelen bu
hakimiyet hissinin tadını çıkarıyordu. Hikmet ise ona ayak
uydurmaya çalışıyordu.
Götüne yarağımın
kafasını sürtüp, sonra da sokmaya başladım. Daha yarrağımın
kafasının yarısı girmeden, Sevgi yüzüne, sanki götten ilk
kez alıyormuş acısını öyle bir yükledi ki, defalarca
sikmemiş olsam ilk kez aldığını düşünecektim. Birkaç
dakika sonra ise, sanki acısı geçmiş gibi, "Ohhh, çok
güzelmiş götten sikilmek, bundan sonra hep sikin götümü ikiniz de!"
dedi. Kocasının inmiş yarağını
avuçlarının içinde kaldırmaya çalışırken, bana
götünü kıvırıyor, "Daha derine, daha hızlı!"
diye bağırıyordu. Epey bir siktikten sonra ben boşalmak
üzereydim. "Offf çok dar götün var güzelim, bu götü ben mi açtım
şimdi, harikaymış!" diye diye götüne boşalttım
döllerimi. Bu arada Sevgi defalarca orgazm olmuş, "Bitirdiniz beni,
harikasınız!" diye inliyordu.
Sonra yine
aramıza girip ellerimizi tuttu ve "Aşklarıma mola
şimdi, biraz daha içip sonra devam edeceğiz!" dedi. Hikmet'e
baktım, karısının içinden çıkan bu yeni kadına
itaat etmesinin kendine yepyeni zevkler yaşatacağını
anladığından mı, yoksa
şaşkınlığından mı, sessizce itaat eder
durumdaydı. Bense misafirliğe gelip sürpriz yaşamış
rolümü oynuyordum.
Masaya
geçtiğimizde Sevgi kendi elleriyle rakılarımızı doldurup,
sonra da dudaklarımıza birer öpücük kondurup yerine oturdu. Hikmet
tüm olay boyunca ilk kez ağzını açıp, "Bu hayal
ettiğimden öte, ama hayal edemeyeceğim kadar zevkliydi,
karıcığım sende ne cevherler varmış!" dedi. Ben
de, ikisinin de muhteşem olduğunu, bana harika anlar
yaşattıklarını, buraya gelirken bunu değil
düşünmek hayal bile edemeyeceğimi söyledim. Sevgi ikimize de
gülümseyerek bakıp, masa üstünden ikimizin de elini tutup, bunu
yaşayabilen nadir kadınlardan olduğu ve buna müsaade ettiği
için, önce kocasına, sonra da onlara katıldığım için
bana sonsuz teşekkür ettiğini söyledi.
Sonra muzipçe
gülümseyerek masanın altına kaydı, kocasıyla aramıza
diz çöküp, kocasını ve benim yaraklarımıza uzanıp
avuçlarının arasına aldı. Sonra da sırayla bir benim,
bir kocasının yarağını yalamaya başladı. O
an içimden geldi ve kadehimi Hikmet'e uzatıp, "Şerefe ortak!"
dedim. Hikmet kadehini kaldırıp, "Halen
şaşkınım!" deyip kadehini tokuşturdu. Sevgi masa
altında yaraklarımızı emerken rakıları
yudumladık. Hikmet biraz mayışmıştı, ortam
adrenalin dolu olsa da, rakı çarpmıştı. Sevgi
kocasının tekrar boşalması, benim yarağımın
halen dimdik durması üzerine, masa altından çıktı. Yarı
baygın bakan kocasına, "Aşkım yeni kocamla duş
alabilir miyim?" diye sordu, boynunu büküp şımarık kız
çocuğu edasıyla. Hikmet yarı kapalı gözleriyle
kafasını emme basma tulumba gibi salladı :)
Sevgi'nin götünü
avuçladım öpüşerek banyoya giderken. Hikmet, rakı kadehi elinde,
yaşadıklarının şokundan olsa gerek, sandalyesinde
kaykılmış, bize kadeh kaldırıyordu. Sevgi ile banyoya
girip kapıyı arkamızdan kapatınca, Sevgi ağzını
kapatarak güldü ve usulca, "Kocamın içinde emredilmesini seven biri
varmış, yıllardır çözememişim!" dedi. Sonra
ılık duşun altında heryerimi sabunlayıp öperek
temizledi. Ben de aynısını ona yaptım. Birbirimizin
vücudunu ilk kez bu kadar rahat ve yakalanma korkusu olmadan, rahatça
okşuyor, emiyor, birbirimizi öpüyorduk. Sevgi'ye, "Şimdi rol
yapmadan şu götünü bir kez daha sikeceğim yavrum!" dedim. "Sik
aşkım, hangi deliğimi istersen sik, hepsi her zaman emrine amade,
bundan önce de, bundan sonra da!" dedi.
Az sonra kapı
açıldı, Hikmet içeri girdi. Klozete oturup bizi izlemeye
başladı. Ben bu arada çoktan götünü doldurmuş pompalıyordum,
sevgiden de zevk inlemeleri yükseliyordu. Bir ara Hikmet geveleyerek birşey
söyledi, ben sikmeye devam ediyordum, ama anlamadık ve ne diyor diye ona baktık.
Hikmet, "KISKANDIM!" dedi resmen zorlanarak. O an ben ne
diyeceğimi bilemezken, Sevgi yine o yüzüne keskin ifadeyi yerleştirip,
"Şimdi mi kıskandın, ben zevkten geberirken mi, kalk siktir
git, yatak odasına yat, biz işimiz bitince geliriz!" dedi.
Ben
şaşkınlıktan pompalamayı durdurup, kıyamet
kopacak diye beklerken, Hikmet azar işitmiş çocuk gibi, "Peki
karıcığım!" deyip banyodan çıktı. Beni bir
korku sarmıştı, adam şimdi banyoya bıçakla dalarsa ne
bok yerim diye kafamda plan yaparken, Sevgi'nin bir amına bir götüne sokar
olmuştum. Kaç dakika oldu bilmiyorum, zevk aldığım da yoktu,
kafamda plan kuruyor, bıçakla gelir saldırırsa,
çamaşır makinasının üzerindeki deterjan paketini
suratına çarparım diye taktik oluşturuyordum.
Sevgi'nin, "Aşkım,
yeter ne olur, dağıldım, bittim yeter!" dediğini duydum.
Yarağımdan kaçıyordu. Ben halen
boşalmamıştım, çünkü artık zevk değil, Hikmet olay
çıkaracak diye göt korkusu sarmıştı. Sevgi'in sözlerini
yinelemesi üzerine kendime geldim. Kurulanıp, Sevgi önde ben
arkasında, çıktık banyodan. Koridorda da, salondaki içki masasında
da Hikmet yoktu. Yatak odasına gittik. Hikmet yatakta sızmıştı.
Biz tekrar salona geçtik, Sevgi birer bira getirip açtı. Sevgi, "Ben
2 kadeh rakı içip üstüne bira içiyorum, ilk kez!" dedi. Ben de, "Bu
akşam ilklerin gecesi, ilk kez 2 yarak aynı anda yedin!" dedim. "Evet!"
dedi. Koltuğa yanyana oturmuştuk. Birbirimizi okşuyor,
öpüşüyor, biralarımızı yudumlayıp sigara içiyorduk...
İçerden,
Hikmet'in, "Sevgiiii!" diye seslendiğini duyduk. Sevgi
kalkıp gittiğinde, ben de peşinden gittim, ne olur ne olmaz diye.
Hikmet yatakta yarı açık gözlerle, "Ben size
katılamadığım için kıskandım, rakı ve iki
kez boşalmak hızımı kesti diye kendime kızdım,
ondan dedim, aşkım, karıcığım affet beni!"
diye geveliyordu, yarı sızmış yarı ayık :) Sevgi
yine buyurgan bir sesle, "Uyu şimdi!" dedi. Adam anında
sızdı.
Salona geçtik yine.
Üçlü koltukta otururken biralarımızı yudumlayıp
sigaralarımızı içerken (ilaç etkisini gösterdi),
yarağımın taş gibi olduğunu gören Sevgi
yarağımı amına alarak üzerine oturdu. Dudakları
dudaklarımda, arada göğüslerini ağzıma verip,
kucağımda zıplamaya başladı. Arada uzanıp
sehpadan bira ve sigarasını alıp, sigaradan nefesler çekip,
kerhane karıları gibi kucağımda zıplıyor,
kalçalarını oynatıp harikalar yaratıyor, arada da
birasından yudumlar alıp dudaklarını dudaklarıma
hapsediyordu...
Gece saat 01.45'de
kimseye görünmeden çıktım evlerinden.
[Orhan]
« Çok Hızlı Tüm Bölümleri
|