Çok Hızlı! (3) (Orhan 36 Y., Bursa)
Cumartesi saat
10:00'da zor uyandım. Sevgi'den gelen mesaj yine ilginçti. "Aşkım,
Hikmet sabah uyandığımızda yüreğimi ağzıma
getirdi!" yazıyordu mesajda. Meraktan çatladım, "Hayırdır?"
yazdım. "Sabah uyanınca, rüyasında tam seçemediği
birinin yatak odasında beni götümden siktiğini görmüş! :)" diye
cevap geldi. Daha güzel mesaj sonrakiydi: "Hikmet o kadar tahrik olarak
uyanmış ki, evliliğimiz süresince ilk kez Perşembe hariç Cumartesi
sabahı beni sikti!" diyordu. Mesajlar ardı ardına geliyordu.
Akşam birahaneden sonrasını hatırlamıyormuş
kocası :) Beni sormuş. Sevgi de, "Sen sarhoştun, Orhan bey
seni eve getirdi. Kahve ikram etmek istedim, ama sen sızıp
kalınca kahve falan içneden gitti!" demiş. Kocasının
resmen üzüldüğünü ve "Ayıp ettik adama
tanıştığımız ilk gün!" dediğini
anlattı.
Sevgi'ye, "Şu
an yalnız mısın?" dedim. "Evet, Hikmet işe gitti!"
diye yazdı. "Geliyorum!" dediğimde, "Şimdi
değil, işlerim bitince yazarım!" dedi. Öğleden sonra
gelen mesajda, kaynanası ve kızının geldiğini
yazdı. Böylece hafta sonu heba olup gitti. Pazar günü de, "Özledim!"
mesajlarıyla geçti.
Pazartesi
fabrikanın artık üretime başlayacak olması nedeniyle
08:00-16:00 çalışmaya başlayacaktık. Cumartesi günleri de
çalışacaktık. Erken çıkmak iyi olacaktı, daha çok
zamanımız kalacaktı. Ama Pazartesi-Salı program
yapamadık. Çarşamba semt pazarı vardı, Sevgi pazara
gideceğini söyledi. Saat 17:00'ye gelirken telefonum çaldı. Arayan
Sevgi idi. Şaşırmıştım, ilk kez arıyordu. "Hayırdır?"
dedim. Cevap olarak, "Nerdesin?" diye sordu. "Dışardayım!"
dedim. "Acil bana gelir misin?" dedi. "Tamam!" dedim.
Telefon
ettiği andan 1 sokak öteye parkettiğim arabamdan evlerine
ulaşmam toplam 8 dakika sürmüştü. Apartmana 2 metre kala otomata
basıldı. Burası 20 daireli, 5 katlı, kalabalık bir
apartmandı. Yukarı çıktığımda kapı
aralıktı. İçeri girdim. Kapı arkasında bekleyen Sevgi hemen
boynuma atladı. Her yerimi yalayıp öperken, "Sik beni Orhanım,
sik beni, çok özledim!" diyordu. Merakla ve zorla
uzaklaştırdım kendimden ve "Anlat, ne oldu?" dedim.
"Gel!" dedi, misafir odasının penceresine gittik. Tül perdenin
arkasından, aşağıda sokağın başında dikilen
bir adamı gösterdi. "Kim o?" dediğimde anlatmaya
başladı.
Pazar
girişinde gayri ihtiyari adamla göz göze gelmişler, sonrasında
adam bunu takibe başlamış. Yanaştığı iki
kalabalık tezgahta da adam yanaşıp götünü avuçlamış. "Acayip
korktum, ama çok da heyecanlandım, fena ıslandım, ilk defa
başıma geldiği için de çok fena tahrik oldum!" dedi. Sonra,
sırf denemek için daha kalabalık bir tezgaha
yanaştığını, adamın yine arkasına gelip bu
sefer abandığını, manto ve eteğinin üstünden bile
adamın yarağını göt yanakları arasında
hissettiğini, sonra da alelacele pazardan
çıktığını, adamın eve kadar kendisini takip
ettiğini, canının fena sikişmek istediğini ve beni
aradığını söyledi.
"O zaman vakit
kaybetmeyelim!" dedim. Sevgi'yi pencerenin yanında domaltıp
arkasına geçtim, eteğini yukarı kaldırıp külotlu
çorabının ağını yırttım ve külotunun
yanından amına sokup pompalamaya başladım. O kadar
ıslaktı ki amı, külotunu geçip çorabının
ağını bile ıslatmıştı suları. Ben
siktikçe daha çok azıyordu. Sevgi bir ara, adam halen
bekliyor mu diye merak edip, benim görünmeyeceğim şekilde tül perdeyi
hafifçe aralayıp baktı. Adam da Sevgi'ye kafasıyla gel
işareti yapınca tekrar kapadı perdeyi. Ben de piçliğine, "Çağıralım
mı adamı?" dedim. "Ohhhh!" diye derin bir ses
çıkardı ve ardı ardına orgazm olmaya başladı. Kasılmaları
bittiğinde kendini öne çekip, külotlu çorabını ve külotunu
sıyırdı, yarağımı eliyle tutup göt deliğine
hizaladı. Ben götünü sikerken, yine piçlik olsun diye, "İki
deliğin de dolsun mu aşkım?" dediğimde,
parmaklarını amına soktu. Ben, "Şimdi çağırıyorum
adamı!" dedikçe, Sevgi'nin Ah'ları Oh'ları havada
uçuşuyordu. Bu beni de müthiş tahrik etmişti, döllerimi götünün
içine nerdeyse böğürerek boşalttım.
Sevgi dönüp
dudaklarıma yapıştı ve "Aşkım sayamadım
ama en az 5 kez boşaldım ardı ardına!" dedi. Ben de, "Ben
gidiyorum, Hikmet gelir falan rezil oluruz, ama bu konuyu
konuşacağız!" dedim. "Tamam aşkım!"
dedi, beni yolcu etti merdiven boşluğunu kontrol ettikten sonra.
Aşağıya indiğimde adam köşede yoktu. Ama arabayı
parkettiğim sokağa gittiğimde, orda turlamaya devam ediyordu.
Eve gittiğimde yazdım, "Adamı çağırmadın
değil mi aşkım?" diye. "Yok, ama başka
odanın camından baktım çaktırmadan, adam 1 saat dolaştı
yukarılara bakarak!" yazdı. Ben, "Çok zevk aldım!"
yazınca, "Bir de bana sor, kudurdum sen çağırıyorum
dedikçe, merak ve zevkten öldüm!" diye yazdı.
Ertesi sabah
temizlik için odama geldiğinde, kocasının akşam kendisini sikmek
istediğini, yıllar sonra Perşembeden vazgeçmiş olmasının
nedenini sorduğunda, "Sürekli gözümün önüne o yabancı adamın
seni domaltmış sikerken gördüğüm rüya geliyor, gün içinde bile
aklıma geldikçe canım seni sikmek istiyor
karıcığım!" demiş. Sevgi de bunun kendisini de
tahrik ettiğini, rüyayı söylediğinden beri amının
karıncalandığını söylemiş. Kocası tam amına
girdiğinde, Sevgi, "Şimdi beni o adam mı sikiyor
kocacığım?" demiş usulca ve en şuh sesiyle. Zaten
çabuk boşalan Hikmet daha ikinci saniyede boşalmış içine.
"Çıkaramadı bile!" dedi.
Cuma akşam
üstü iş çıkışı buluşup, ilk
seviştiğimiz ağacın altına gittik. Kocasının
Perşembe akşamı da siktiğini biliyordum. Sevgi
hayatının son bir aydaki değişimden başı
dönmüş halde anlatıyordu. İşe girmiş, kendisini çok
mutlu eden harika bir sevgilisi olmuştu. Kocası bunca yıl sonra
yatak odasında çok daha istekli bir hale gelmişti. Sevgi yıllar
boyunca nerdeyse senede anca 3-4 kez orgazm olurken, şimdi sadece
dokunmalarım değil mesajlarımla bile onu
boşalttığım için yılların acısını
çıkararak orgazm üstüne orgazmlar yaşıyordu. "Mutlu musun?"
dediğimde, "Deli misin, uçuyorum, ayaklarım yere basmıyor
aşkım!" dedi dudakları dudaklarımda.
Fermuarımı
açıp yarağımı kökten başa sıvazlamaya
başladığında, ben de parmaklarımı
amcığına soktum. Diğer elimizde sigaralarımız
vardı ve birbirimize gözgöze masturbasyon yapıyorduk. "İki
erkek arasında sikişmeye ne dersin aşkım?" dedim
tepkisini bilmeme rağmen. Gözleri kapalıydı, o hayali
kurduğunu biliyordum. Derin bir, "Ohhh!" çekti,
kasılıyordu, orgazm oldu daha cümlem yeni bitmişken. Sonra da, "Nasıl
olacak?" dedi ve yarağımı ağzına aldı. Ben
de en kolayının kocasının üzerine oynamak olduğunu
söylediğimde, sadece, "Immm, ımmm!" dedi
yarağımı emmeyi bırakmadan...
"Nasıl
yapacağız peki?" dedi döllerim dudaklarının
arasından gırtlağına kaymış ve yutmuşken. Konuştuk.
Sürekli kocasıyla cilveli konuşmalar yapacak, sürtünecek, gerekirse
her akşam aynı konuyu açıp gelişmeleri de bana
yazacaktı. Biraz dinlenip, "Arkaya geçelim mi aşkım?"
dediğimde, bagaj kapısını açıp dizlerinin ve ellerinin
üzerinde dört ayak olup amına aldı yarağımı. Ben
sikerken, "Aşkım nerelerimi dolduracaksınız kocamla?"
diye soruyor, ben de kocasıyla birlikte onu nasıl sikeceğimizi
anlatıyordum. Amının suları yarağımdan
taşaklarıma akıyordu. Ben amına pompalarken o da kendini
geriye yarağıma bastırıyor, daha derinlerine girmemi
sağlıyordu. "Sikin, amımı, götümü,
ağzımı sikin, heryerime döllerinizi attırın
aşkım!" diye inliyordu. Titreye titreye içine akıttım
yine döllerimi.
Bu arada ilk
sevişmemizden sonra eczacı kadınla konuşup yeni bir
doğum kontrol hapı almış ve şimdilik yan etkisi
görülmemişti. Kocası bilmese de, ben biliyor ve rahatça içine
boşalabiliyordum. Dönüp amından çıkardığım yarağı
yalamaya başladı. 10 dakikada yarağım tekrar keser
sapı gibi dimdik hazırdı. Bana, "Aşkım hafta sonu
göt deliğim öksüz kalmasın, ordan sik!" dedi. Canıma
minnetti. Hemen götüne geçirip sikmeye başladım. Daracık göt
deliği artık yarağımı rahatça alıyor, hatta ben
içindeyken kalçalarını kıvırıp aldığım
zevki katlıyordu. Kendi parmakları amında, benim avuçlarım
göğüslerini okşarken, ona, "Aşkım farzet çoban geliyor,
çağırayım ağzına versin mi kocaman kıllı
yarağını?" dediğimde, çığlıklarla cevap
veriyor, "Çağır aşkım, çağır!" diye
bağırıyordu. Sevgi orgazm olmasına rağmen devam
ediyorduk. Ben de döllerimi götünün içine salmama rağmen, etrafa
bakıp gerçekten bir çoban gelse çağıracak haldeydim ve halen
pompalıyordum. Sevgi ise, "Aşkım geliyor mu çoban,
amım, götüm, ağzım hazır!" diye bağırarak orgazm
olmaya devam ediyordu. 20 dakikaya yakın nefeslerimizin düzelmesini
bekledik. Sonra evlere dağıldık.
Gece saat 24:00
civarı mesaj geldi. Kocasının birahaneden ayık ve elinde
biralarla geldiğini, beraber içmeye başladıklarını,
sonra üçlü koltukta kocasının yanına oturup
yarağını eline aldığını ve "Aşkım
anlatsana şu rüyanı yeniden!" dediğinde,
kocasının (Karanlıkta adamın beni makyaj masasına
ellerimi dayatmış halde götümden siktiğini, benim inlememek için
parmaklarımı ağzıma almış
ısırdığımı gördüğünü, ama gözlerinin
açılmadığını) söylediğinde, "Aşkımın
hoşuna gitti mi öyle sikilmem?" diye sormuş. Kocası (üçüncü
biranın keyfiyle), normalde cinnet geçirmesi gerektiğini, ama
rüyasında yarağının kalktığını ve
kalkıp o adamla beni aralarına alıp sikmek istediğini
söylemiş.
Sevgi
kocasının tepkisini ölçmek için yarağının
başını ağzına almış ve "Adamın
yarağını da böyle yalayıp kaldırdım
kocacığım!" demiş. Hikmet de ilk kez Sevgi'nin kafasını
yarağına bastırıp, ağzını sikmeye
başlamış. Birkaç dakika geçince, Sevgi, "Ama biliyor musun,
adam da beni bu koltuğa yatırıp amıma dilini gömdü!"
demiş. Hikmet sanki hipnoz olmuş gibi
karısının amını yalamaya başlamış, "Çok
tatlı!" diye diye emmiş. Amından iğrenen kocası
göt deliğini de dillemiş. Sevgi sonra da elinden tutup
kocasını yatak odasına götürmüş ve "Nerde sikti
aşkım beni o adam?" demiş. Kocası gösterince de oraya
domalmış. Kocasının da deliler gibi amına
pompalayıp boşaldığını, kendisinin sadece
amının yalandığında
boşaldığını yazdı.
Ama mesajın
finali güzeldi. "Aşkım bugün eve gidince amımdaki ve
götümdeki senin döllerini temizlemedim. Amımı ve götümü dilledi, çok
tatlı diye diye!" yazıp bir gülücük kondurmuştu.
Bunları okuyunca gidip karıma sarıldım ve yarı uykulu
kadını kötü emellerime alet ettim :)
Pazartesi
sabahı Sevgi'nin yüzünde gülücükler açıyordu. "Ne oldu?"
diye sordum. Cumartesi akşamı kızın evde olduğunu, Pazar
akşamı yemekten sonra kızı kaynanada bırakıp
geldiklerini, kocasının Cuma akşamı getirdiği
biralardan kalanları beraber içtiklerini, sonra gidip sarı elbisesini
giydiğini söyledi. Hikmet de gözlerini yarım kısarak, "Bu
elbiseyi hatırlamıyorum, yeni mi aldın?" diye sormuş. Sevgi
de, "İki hafta önce Orhan beyin seni birahaneden eve
getirdiğinde de üzerimdeydi, ama sen sarhoştun!" demiş.
Hikmet, "Orhan bey seni böyle gördü mü?" diye sormuş. "Evet!"
demiş Sevgi. Hikmet gülüp, "Ben olsam bu kıyafetle
karşılayan kadını kaçırmazdım!" demiş. Sevgi
de, "Adam hiçbir hareket yapmadı, işyerinde iki haftadır o
akşama ilişkin tek birşey ima etmedi!" demiş. Hikmet
de, "Sağlam adammış, ağzı sıkı,
saygılı! Bir akşam çağıralım mı?"
demiş. Sevgi de, "Zaten ayıp oldu o akşam adama!" diye
kocasının ağzını yoklamış. Kocası da, "Konuştuğumuz,
hayalimizdeki o adam Orhan mı olsun istiyorsun? Yapamayız hayatım!"
demiş. Sevgi yarım ağızla, "Ya zıvanadan
çıkarsak?" deyip gülümsemiş hafiften :)
Kocası
Sevgi'yi belinden tutup kendine çekmiş ve "Fantazimize katkı
olur, adamın yanında biraz frikik verirsin, biraz içeriz, o gidince
azıp sikişiriz!" demiş ve Sevgi'nin amını
yalayıp, bir posta da sikmiş, benim de yanlarında olduğumu,
en azından izlediğimi birbirlerine anlatarak. Sevgi, "İşte
böyle aşkım, Cuma akşamı Hikmet seni bira içmeye
çağırıyor :)" dedi.
Ben de kocaman bir tebessümle, "Sadece
bira mı, amının suyunu da içemez miyim?" deyip götünü
avuçladım masa altından :)
[Orhan]
« Çok Hızlı Tüm Bölümleri
|