Çok Hızlı! (2) (Orhan 36 Y., Bursa)
Sevgi'yi arabayla kaynanasının
muhitine bırakırken, akşam mesaj yazmamamı, misafirinin
geleceğini, bana cevap yazamayacağı için aklının
kalacağını, benim de boşuna cevap bekleyeceğimi söylemişti.
Eve gidip duş aldım. Votkayı arabada bırakmıştım,
dolaptan Rakı çıkardım. Zaten pelte gibi olmuştum, iki
kadeh içip yattım. Deliksiz bir uyku çektim.
Sabah duşumu
alıp kahvaltımı yaptım, evden çıktım. Arabaya
atladığım anda geldi ilk mesaj: "AKLIMDAYDIN :)" diye.
Cevap yazdım, "Ben bugünün de dün gibi süper bitmesini istiyorum :)"
diye. O da, "Kahve molasında görüşürüz :)" yazdı. Saat
10:00'da odasındaydım. Direkt sarıldım,
dudaklarını dudaklarıma hapsettim. Kollarımdan kurtulup
elimi tuttu ve bayanlar tuvaletine doğru gittik. İçerde 4 tane
tuvalet, bir de kova ve paspasları koydukları bir bölme daha
vardı. O bölmeyi açtı, içeri girdik. Kapıyı kilitleyip, "Acele
etmemiz lazım!" dedi. Hemen önlüğünü açtım, yüzünü duvara
döndürüp ellerini duvara dayadım. Pantolonlarımızı
dizlerimize indirdim. Götünün yanaklarına küçük sessiz iki tokat attım,
her tokatta resmen tüm vücudu titredi. Külodunu kenara çekip,
yarağımı amına soktum. "Ohhh!" diye bir ses
çıktı ikimizden de, sessiz olmalıydık.
Tişörtünün
altından ellerimi sokup göğüslerini avuçlarken öyle bir şehvet
vardı ki aramızda, yanıyorduk resmen. Göğüslerinden
çektiğim parmaklarımı ağzına uzattım, deli gibi
emmeye başladı. Ben amına pompalamaya devam ettikçe
taşaklarım amına götüne çarpıyor, 'Şlap, şlap!'
sesleri çıkıyordu. O an daracık pembe göt deliği süper
cezbediciydi. Sol elimi belinden çekip işaret parmağımı göt
deliğine bastırdım. "Offf!" dedi, ama ilk boğuma
kadar parmağım götüne girdiğinde amının suları
bacaklarından akmaya, kasılarak orgazm olmaya başladı. Yakalanmamak
için birkaç pompalamadan sonra ben geri çekilip beline ve kalçalarına
boşalttım tüm döllerimi. Toparlanıp çıktık ayrı
ayrı. Kadınlar Çay ocağının yanındaki tuvaletleri
kullandıkları için bu tarafa çok sık gelmiyorlarmış,
öyle söyledi odasında oturup nefeslenirken...
Haftanın
kalan günleri sadece mesaj sohbetiyle geçti geceli gündüzlü. Bu arada o kadar
çok şey öğrendik ki birbirimizle ilgili. Kocasının
aslında seksi sevip yapmaya çalıştığını, ama
ön yargılarından kurtulamadığını öğrendim. Mesela,
adam eve pørnø CD getiriyor, ama yarağının emilmesini ve
emildikten sonra karısının dudaklarını tiksinç görüyor,
aynı şekilde karısının amını yalayıp
sonrasında öpüşmeyi sevmiyormuş. O yüzden bunca yıllık
evliliklerinde birer kez oral yapmışlardı. Oysa Sevgi her iki
türlü oral seksten de (birer kez yapmalarına rağmen) müthiş zevk
almıştı. Kocası eve bir kez çoklu (anal, oral, cuckload, swinger)
CD getirmiş. Ama daha ikinci dakikada seyretmekten vazgeçip Sevgi'yi sikip
boşalmış. Sevgi kocasının eve geç geldiği günlerde
defalarca seyredip her seferinde de eliyle defalarca boşalmış. Bu
arada ben de defalarca karımı amından ve götünden nasıl
siktiğimi yazıyor, onu daha da azdırıyordum...
Perşembe
gecesi gelen mesaj farklıydı, kocasının
yarağını ağzına almak istediğini, ama
kocasının öğürerek sikişi yarıda kestiğini yazdı.
Delirmiştim ve daha çok ister olmuştum. Cuma günü eşimin
ablası geldiği için oğlumla annesinde kalacağını
yazdım. Fabrikada yakalanırız korkusuyla biraz mesafe
koymuştuk aramıza. "Sen ne yapacaksın akşam?"
diye sordu. "Oturur içerim, nasılsa yarın tatil!" dedim. "Kocam
birahaneye gider her Cuma akşamı, sarhoş gelir!" dedi ve
birahaneyi tarif etti.
Plan
hazırdı. Akşam 20:30'da kocasının gittiği birahanedeydim.
Masaların hepsinde birer, ikişer insan vardı. Kocasını
önceden gördüğüm için masasına yanaştım, tek oturuyordu.
Müsaade istedim, buyur etti. Bir bira ve ortaya meyve ve çerez söyledim.
Tanıştık. "Hamit ben!" dedi, "Ben de Orhan!"
dedim. Ne iş yaptığımı sordu, söyledim. Nerede
çalıştığımı sordu, söyledim. "Aaa, karım
da orda çalışıyor, ismi Sevgi!" dedi ve
karısını tarif etti. Afallamış gibi yaptım ve "Sevgi
hanım bizim odacı, çok hanımefendi, çok iyi, işini de iyi
yapıyor!" dedim. Gevrekçe güldü ve "Sağolun!" dedi. Ben
de karımın ailesi ile şehir dışına
çıktığını, benim de en yakın birahaneye kapak
attığımı söyledim. Bu arada Sevgi ile
yazışıyorduk. Sevgi'ye, "Hikmet 4 bira içti!"
yazdığımda, "Beşinciyi içerse pert!" yazdı...
"Ben
artık kalkayım!" dediğimde, Hikmet de hareketlendi. Hesabı
ödedim. Teşekkür etti, beraber çıktık. Bana, "Eee
gecenin devamı dedi?" dedi. Ben de, "3-4 bira alır evde
devam ederim!" deyip tekel bayisine yöneldim. Saat 22:00'yi geçiyor olsa da
halen gizli kapaklı satış vardı. "İçer misin, sana
da alayım mı?" dedim. O ara telefonu çaldı, arayan Sevgi
idi. Hikmet ona, "Orhan beyle tanıştım, beraber
çalışıyormuşsunuz!" dedi. Ben bu arada 4 bira kendime alırken,
Hikmet'e işaret edip, "Sevgi de içer mi?" diye sordum ve 4 bira
daha söyleyip ayrı torbalara koydurdum. Hikmet telefonda, "İçer
mi Sevgi de diye soruyor?" diye sordu. (Oysa biz çoktan
yazışmıştık detayları). Dönüp hikmetin eline
poşeti tutuştururken, Hikmet telefonda, "Tamam..." diyordu.
Telefonu kapatınca, "Ne oldu?" dedim. Sevgi (Davet et adamı,
bak bira almış, hesabını ödemiş, evde de
yalnızmış, ayıp!) demiş. Hikmet bunu bana
aktarınca, "Ya olmaz, sizi rahatsız etmeyeyim!" dedim. "Ne
demek Orhan bey!" dedi, beni nerdeyse zorla evine götürdü.
Kapıyı
çaldığında, açıldı. Sevgi'nin üzerinde tek parça önden
düğmeli sarı bir elbise vardı, yakası oldukça açık,
dizlerinin 4 parmak üstünde. Hikmet karısına, "Bak güzelim, sana
iş arkadaşını getirdim!" dedi yarı dili
dönmeyerek. Sevgi elini uzatıp, "Orhan bey hoşgeldiniz!"
dediğinde yarağım elbiseden mi temastan mı dikildi
anlamadım. Sevgi karşımıza, ben ve Hikmet üçlü koltuğa
oturduk. Çerez tabakları ve biralar bardakta geldi. Sevgi eğilip
kalktıkça götü, göğüsleri hep frikikti ve Hikmet sarhoştu,
anlamasa da gözleri kayık, ama takipteydi. Yarım saat sonra
birahanede içtiği 4 biranın üstüne, evde ikinci birayı bitiren
Hikmet'in gözler iyice kaymaya, dili dönmemeye başladı. Koltukta
kaykılmıştı, gözler kapanıyordu.
Sevgi bana bacaklarını
açıp kapayarak içindeki G-Stringi gösteriyor, beni daha çok
kıvrandıyordu. Önden düğmeli sarı elbisesinin altında
sütyen olmadığını daha ilk anda anlamıştım
zaten. Hikmet'in nefes alışları düzenleşip küçük horultular
çıkarmaya başladığında, Sevgi kalkıp
kocasını dürterek, "Git yerine yat!" dedi. Hikmet
kalkıp bana baktı, ama gördüğüne dair en ufak bir ibare
olmaksızın karısının kolunda yatak odasına gitti...
Birkaç dakika
sonra Sevgi tüm düğmelerini açmış, sexy elbisesi, sütyensiz
göğüsleri ve siyah G-stringiyle salonun kapısında belirdi. Elimi
uzattım (Gel!) işareti yaptım. Geldi, direkt yere oturup
fermuarımı açtı, yarağımı ağzına
aldı. Emmiyor adeta esir alıyordu diliyle. O kadar güzel
yalıyordu ki dayanamadım, tüm akşam bu anları
düşündüğümden olsa gerek döllerimi ağzına
boşalttım. Elleri ile yarağımı kökünden tutup
sağarak tüm döllerimi yuttu. Bu kez yer değiştirip, onu
koltuğa oturttum. Dilimi amına soktum, sıra bendeydi.
Bızırını dudaklarımın arasına alıp
emiyor, sıkıştırıyordum. İki
parmağımı amına soktum, dilimle parmaklarımdan kalan
yerlere sürtüyor, amının suyunu yalıyordum.
Kasıla kasıla orgazm oldu. Dudaklarımın ve
parmaklarımın üzerine işiyor sandım bir an...
Kalkıp kocasını
kontrol edip geri geldi. Bir bira açıp ikimizin bardaklarına bölüp
verdi. "Nasıl aşkım, benim öküz içerde
sızmışken, karısını ağzınla sikmek?"
diye sordu. "Muhteşem amk, harikasın sen, bunu kırk
yıl düşünsem akıl edemezdim!" dedim. Sevgi de, "Seyrettiğim
pørnøda böyle bir sahne görmüştüm, ordan aklıma geldi. Hem korkudan,
hem de zevkten ölecektim!" dedi. Koltukta kucağıma çektim.
Yarağım yine taş gibiydi. Direk üzerine oturtup alttan
pompalamaya başladım. Avuçladığım
kalçalarını sıkıyor, okşuyor, dudaklarımı ve
dişlerimi göğüslerine ve göğüs uçlarına geçiriyordum.
Sürekli kalkıp oturarak daha sert daha tempolu sikişiyorduk. O an
Hikmet kapıdan girse bile eminim umrumuzda olmazdı, duracak halde
değildik...
Sürekli, "Sik
aşkım, devam et!" diyerek beni gazlayan Sevgi'nin götüne orta
parmağımın ikinci boğumuna kadar soktuğumdaki zevk
seslerine kocası halen nasıl olurda uyanmaz ona
şaşırıyordum. Sevgi kaçıncı kez orgazm oldu
bilmiyorum, ama ben artık kendimi tutamıyordum. Dudaklarını
dudaklarıma kapatıp delice kalkıp oturuyordu. Birden kasıldım
ve içine fışkırmaya başladım.
Sırılsıklam terlemiş, vıcık vıcık
vücutlarımız sımsıkı birbirimizin
kollarındaydık.
Saat 01:20
olmuş biz halen koltukta birbirimizle oynayıp bira yudumlarken yatakodasından
sesler geldi. Sevgi toparlanıp kalktı, bakmaya gitti. Hikmet tuvalete
kalkmıştı ama yatakta oturuyormuş. Sevgi onu tuvalete
götürdü, sonra tekrar yatağına yatırdı. Adam külçe gibi
uyuyordu. Bu arada ben de koridoru geçip yatakodasının önüne gittim.
Sevgi'nin elinden tutup yatakodasına soktum. Kocası gök gürültüsü
gibi horlarken onu makyaj aynasına dayadığı elleriyle
domaltıp, amını arkadan parmaklamaya başladım. Üç
parmağım içinde bir pørnø sitesinde gördüğüm hızlı
parmak hareketini yapıyordum. Amının suları nasıl
fışkırıyor, Sevgi bağırmamak için elini
ısırıyordu.
O sularla sürekli
göt deliğini ıslatıp, yarağımın
kafasını bastırdım o pembe küçücük göt deliğine. Yarısına
kadar girdiğimde Sevgi götünü çekmek ister gibi yaptı,
canının yandığı belliydi, ama bunu da çok istiyordu.
Daha ilk göt deliğini okşadığım sevişmede
anlamıştım bunu. Köküne kadar soktum götüne yarağımı.
Uzanıp sol elimle göğsünü avuçladım, sağ elimle de
amını. Çok değil, bir dakika geçmeden Sevgi titreye titreye orgazm
olurken, ben kafamı sağa çevirip Hikmet'e baktım. Hikmet horlarken,
ben de iki adım ötesinde karısının götüne oluk oluk
boşaldım.
Saat 02:30'da ayrılıp evime gittim.
[Orhan]
« Çok Hızlı Tüm Bölümleri
|